Gidiyorum Bu Şiirden
"
ana dilinden başka dil bilmemek gibiymiş seni sevmek
kanayan bir düşmüş sana aşkım diyebilmek
""
oysa
yaralı bir karacayı basarak bağrıma
kalan son nefesime kadar yürümek demekti
seni sevmek
çünkü
sendin unuttuğum ruhumu yeşerten
sendin aşkıyla hayatımı mutluluğa eşleyen
sendin köhne hayatımı aşkıyla şiire çeviren
gözün aydın
gidiyorum bu şiirden
her günü seninle süslemek
her yerde seni görmek
sensiz geçmişe küfredip
geleceği seninle düşlemek
sana aşk sözleri söylemek
yetmiyormuş demek
yüzüne söyleyemeyeceğim
ısırarak dilimin ucunda parçaladığım
ne kadar aşk sözcüğü varsa dimağımda intihar eden
kan çanağı gözlerime defnedip gidiyorum
avucumda yanan ateşi körükleyen ruhumdaki tufanla
seni her özlediğimde
ufka bakan ben
siyahtan semaya uzanan saçlarında ufalanan bağrımı
sen dolu valize koyup
çürüyen içimdeki kızılca kıyametle
gidiyorum bu şiirden
sana tutunduğum ellerim boşta
dizlerimin dermanı titrek
bize yazılmış başka bir şiirde
belki karşılaşırız ümidimle
direnci kırık bir kırlangıç gibi
tutup kimsesiz ve uzun
gecelerden kalanlarımın gönlünden
kavimsiz kaldığım günlere
evvel hayatımın
yavan ve yalnız inine dönüyorum
ki bilirsin
yalnızlık denilen
tıpkı sensizlik gibi
öldürücüdür kimi vakit.