Girdabım
Sonsuz bir girdapsın içimde
Severek kaybolduğum
Sevgilim
Denizleri aşabiliriz seninle
Dalgalar önümüzde eğilir
Uzaklara gideriz çok uzaklara
Sahipleniriz birbirimizi
Yalnızlığı terk eder
Mutluluğa yelken açarız
Bir güneş ışığının altında
Kayboluşlardan kaçarız
Kıyametler koptu bak yine
Yüreğimin derinliklerinde
Senden mahrum bırakılmanın verdiği sancı
İşliyor ruhuma ilmek ilmek
Tutuşup kalmışım bir ağaç dalında
Dolaşıyorum o diyardan bu diyara
Sahipsiz tüm bakışlar üzerimde
Sıyrılmayı bekliyor
Bedenim can bulurken sende
Ellerinden ayrı ellerim, titriyor
Et tırnaktan ayrılır mı hiç ?
Sevenler buluşur elbet bir gün
Gemilerin seslerinde
Belki de okyanusun dibinde
Boğuluruz aşkımızdan
Kadeh kadeh içerken mutluluğu
Kaçarız tüm korkulardan
Tarifi olmayan karanlık bir bahardayım
Ne olmuş bilmiyorum her yer kasvet dolu
Bakışların değmemiş buralara belli ki
Senin olmadığın her yer bana cehennem
Yarınlar gözlerinle güzel
Nur yüzlü bir tanem
Aman korku değmesin gönlüne
Sarmasın saçlarını hüznün kokusu
Ben senin kokunla cennet bahçesindeyim
Saçlarında bir küçük kepek olsamda keşke
Beni her gün ellerinle yıkasan
Hiç kurtulamasan
Dağıttım yine kafamı bir kadeh şarapla
Bak saçmalıyorum aşkından mı sarhoşluktan mı bilmem
Sarıp sarmalanmış yüreğim kara kaplı bir deftere
Gelmeyeceksin biliyorum aşkıma aşkın değmeyecek
Ellerin, sadık hizmetkarların
Ellerimle birleşmeyecek
Keşke duysanda çaresizliğimin sesini gelsen
Bakışlarını bakışlarıma, tenini kalbime sürsen