Git...
Korkakmışsın gibi kaçıyordun kalp atışlarından
gerinde bıraktıklarını umursamaz bir tavırla..
Kolunda jiletsiz birkaç kesik vardı aşktan kalma;
benim miydi sevdanın o kırmızı yaraları
yoksa kendi kendini bitirişinin izleri miydi?
Mum ışığında sönüyordu ilham aldığım
ruhunun en güzel yanı olan o parıltısı;
sönüyordun kendi bedenini hissetmeden
ayak seslerinin gürültüsünde, farketmiyordun..
Hani sözler vermiştik ya birbirimize,
senin ayrılık sebeplerinden daha önemsiz olan
bir aşkın kalıntılarını çiğniyordun son kaldırımda..
İkimiz için de en doğrusunu yapıyordun ya sözde,
içimden iki kelime dökülüyordu arkandan söylediğim
ve kimbilir belki yankılanıyordu kulağında
"s***r git" dediğim..