Gitme Benden

Gitme Benden

Bu satırlar benim sana ete kemiğe bürünmüş itiraflarım...
Hatırlamadığın pasajlar olabilir, buna şaşırmam.
Çektirdiğin her resim karesini hatırlıyor musun mesela?


Seni gördüğüm ilk gün özel olduğunu hissetmiştim.
Yüzündeki mimikleri, ellerini en ince detayına kadar çok iyi hatırlıyorum.
Gözlerimle dinledim seni ve kurduğun cümlelerin fotoğrafını çektim.


Hayatımda oluşun ilk başta sağır eden yankılardan oluşan bir karışımdı.
Zamanla düzeldi.
Ben hayatla mücadele eden bir aşkın varoşu olsam da
belirsiz bir özlem olmadın hiç hayatımda.
Hiç olmadın!
Şimdi sensiz bilmem kaç gündür uykusuz geceler sıraya dizildi...
Sen olmadan ben nasıl tam olabilirim ki?
Yüreğimin katılığı sipere çekilircesine kalbine sığınıyor.
Ben bunaldığım karmaşadan, yalnızlığımdan, karanlığımdan kaçıp sana sığındım.
Kanatan yanları olsa da bir kere aktım sana doğru, senden gidemiyorum .


Yılların yorgunluğu göz kapaklarıma yerleşmiş, seğriyor...
Bu öyle bir çaresizlik ki zamanı geriye sarasım var.
Hayat denen şu boş handa kalabalıkların hep sınır dışında kaldım.
Zamanı bükerek payıma düşeni bir bir sineye çektim.
Gerçekleşmeyen duyguların esiri olsam da hiçbir zaman pişmanlığım olmadın.
Değiştirmeye gücümün yetmediği imgeler dünyamda en güzel yere koydum seni.


Sana hiç anlatmadım ama ben ömrümde yalnızca bir kez gerçekten sevdim.
Sadece bir kez...
Tuzla buz olmadan aşk acısı çekenlere ne mutlu diyorum.
Yorulduğunun farkındayım.
Yoruldun...
Tamam hatalarım da oldu; noktalama işaretlerini hep yanlış kullandım,
imla kurallarına hiç uymadım.
Seni kimseyle paylaşmak istemedim ama ne yaptıysam sana olan sevgimden yaptım.

Haksızlık etmeyeceğim sana.
Beni çözmeye çalıştın.
Hem de kaç defa...
Ara ara girdiğim duygu komalarına bile anlayış gösterdin.
Duyguların karanlık patikalarında ara vermeden gözlerimde sahne aldın.
Uykularımı kaçıran bu sensizliğin vermiş olduğu ızdırabı hissetmiyor musun gerçekten?


Bir bağ evinde, bir lambanın cılız ışığında kendini sorgulayan ben,
dünyanın öbür ucunda şekilsiz dünyaların akışını umursamayan sen...
Birbirini kucaklayan iki uçurumuz biz.
Bilmiyorum, belki de muğlak bir göz aldanması...
Sen birden bire beliren bir ışık oldun hayatımda.
İçimde yaktığın ateşle manzaralar çizdim ve ben çizdikçe alevlerin daha çok sardı kalbimi.
Savruk cümlelerle sana yazmayı bırakabilir miyim, bilmiyorum...


Nasıl bedenimde beni gafil avlamış hastalığın soluğunu hissediyorsam
Sen de günün her saatinde benimlesin.
Günden güne nasıl boğulduğumu, kimi zaman bu ağırlığın bu ağrıların vermiş olduğu
ve bir türlü kabına sığmayan güçsüzlüğün pençesinden kurtulamıyorum.
Aynalarda gördüğüm suretim bazen içler acısı...
Beni sevmek hiç de kolay değil!
Nitekim de öyle oldu...
Yüzümün akıyla çıkamadım bu sevdadan.
Çıkamadım!


Gitme!
Sen gidersen dört bir yanım arafta kalır.
Sen gidersen hiçbir şeyin anlamı kalmaz.


Nasıl geldiğimi bilmediğim bu kalpten bu gün nasıl sürgün edildim hala anlamış değilim.
İnkarla örülüyüm!


Sen son noktayı koymuş olabilirsin ama ben senden sonrasına hiç hazırlıklı değilim.
Gitme!


Sensiz yine duvarlar saracak beni.
Gökyüzümün bütün renkleri birbirine karışacak.
Kalbim dilsiz bir gölün kayaları arasında kaybolacak.
Sensizlik beni ters köşe edip benliğimin en mahrem hendekleri üzerindeki
köprüleri bir bir yıkacak.

Ben artık dünya üzerime yıkılsa, inan yerimden bile kıpırdamam!



Kayıt Tarihi : 24.07.2019 02:02:00

15 Ekim 2024 10 şiiri var.
Beğenenler (5)
Yorumlar (3)