Gitmeye Durdum Bugün

Mecburiyetler varsa gitmek için,
gülümsemek için silah zoru,
ekmeği yutmam için keskin bakışlar,
büyük yutkunmalar varsa can yanarak.
Boğazındaki düğüm,
yürek sızından daha çok yakıyorsa canını
görmezlerse kan kırmızı
gözyaşı saydam
dilin lal olduğunu.
Sustum,
gitmeye durdum bugün.

Tam da dallar bozmuşken niyeti
tomurlar için,
iki yaprak çıkarmaya yarış başlamışsa fidanlarda
serçeler hevesle konmuşsa
çayıra, çimene,
mevsim meyletmişse bahara,
lale soğanı isyan edip de
uzatmışsa çiçeğini göğe,
ve ben uykusuzsam şimdi şiir için,
sustum,
gitmeye durdum bugün.

Hele de güneş çevirdiyse rengini siyaha,
Martılar
kanatlarını açamadan çığırıyorlarsa benim türkümü,
adaletsiz dizildiyse notalar bağlamaya,
mızrap düştüyse yere,
ozan dediyse çöle,
veriyorsa sesini yele,
son olarak
göz değdiyse göze,
soluklar, yürekler, eller, diller tükendiyse,
sustum,
gitmeye durdum bugün.

16 şubat 2010 izmir
Lodos var içerimde bir de çığlık.