Gittin ya
Gittin ya
Öyle bir yerdeyim ki
Güneş şakağından kırık
Geceler uzadıkça uzayan sarmaşık
Çöküverince akşamın alacasına suretin
Çıtı çıkmaz bu kentin
Rüzgârlardan medet umsam, fırtınalar koparır
Bulutlara sorsam seni, sicim sicim yağdırır
Ne zaman iki satır damıtsam çaresizliğime
Kağıt ıslanır, kalem kırılır
Bu kadar geçmeseydin içimden
Salınır mıydı sokak başlarından gölgen
Gelivercekmişsin gibi aniden
Tozutur muydu kuş gönlümü ayak seslerin
Üstelik, aralayıp perdesini kederimin
Sürer miydim izlerini geçmişin
Gittim ya
Öyle bir yerdeyim ki
Tan ağarmaz buralarda
Zaman, iki ateş arasında pusuda
Sanki ağır yaralı şairim namlumun ucunda
Dilimde tarumar bir ezgi
Aklımda henüz yazamadığım o kuşatmalı şiir
Hangi cümlenden başlasam söze
Dört koldan sarar yokluğun benliğimi
Öyle derin suskular içindeyim ki
Sustukça harelenir, kömür karası gözlerin
Artık
Hiçbir şey eskisi gibi değil
Ne ben benim sabahlarına doğan ışık
Ne de sen sensin gecelerime sızan aşık
Tenimize vuslat değdi,
Soyuldu ömür törpümüz
Kalp evveli, ruh ahiri
Dilsiz bir limandan yol aldık biz
Durmadan, durulmadan kürek çekiyoruz
Suları hırçın, dalgaları terli düşlerimizin çıkmazına
Ne zaman demir atsak sığlarımıza
Yok olup gidiyoruz
Düşüyoruz, sevdanın amansız girdabına
Günün şiirini ve şairini tebrik ediyorum. Güzeldi.
ölüler yalan söylemez dedi mezarlık yokuşunda bir taş yontucusu çivilerle çarmıha gerdiği kelimelerle dolu mezar taşlarını işaret ederken ama sen ey nefesim göğsüme sürgün edilen hangi mezarın içinde saklanıyorsun hâlâ yağmurların anlatamadığı cümleler dolanır ağzımda dizeler üşürken geceyi yorgan yaparım
// küller içinde bir gül soluklanıyor avuçlarımda açlığını kutsayan bir şairin ayak izleri gibi sana yalan söylemedim hayır tanrı bile gücü yetseydi kalbimin çatlaklarından doğurduğum hüznü görürdü ama hangi dize seni yaşatabilir hangi dua çırpınır kanatlarıma değmeden
// gökdelenlerin tepesinde bir melek bağırıyor şimdi ey aşkın zifiri yangını karanlığı parçalayan çığlık sakın unutma toprak senin için yanmaya devam eder rüzgârın kanatlarından düşen dua gibiydi gözlerin ama gülüşün bir ihanetin kıyısında
// karanlık odalarda sustuk şairler öldü mezar taşları sustu ama biz hâlâ kelimeleri seviştirmek için karanlıkta buluşuyoruz şimdi bırak kanatlarımızı toprak okusun çünkü her yara bir dizeyle kapanır ve biz kapanmamış bir şiirin yarasıyız
tebrikler