Gıyabî Aşk / Mektubî Şiir
~~~~
Yokluğun her zaman nasıl da somurtuyor yanımda
Oysa sırf senden bir parça diye aşkla bakıyorum ona
~~~~
Aslında ne kadar ihtiyatlı olursam olayım şu hayatta, yine de; mayışık, miskin ve bir o kadar da ehlikeyf biriyimdir. Öylece bir şeyler değişse, ters gitse hayatımda, bir takarım, iki takarım kafama... Üçüncüsünde "aman sen de be adam, her şey olacağına varır!" Der, hevesle okuduğum bir kitabın, okumayı bıraktığım sayfasını bulmak için ucunu kıvırır gibi yan yattığım yerden devam ederim miskinliğe... En istikrarlı olduğum davranışlarımdan birisidir bu...
Ve bilirim
Fırtına öncesi sessizliktir dışım
Oysa tayfundan
Borandan
Sendeleyip durur içim
Bazen, durduk yere, birileri geliyorsa aklıma; ya uzun zaman olmuştur görmeyeli de burnumda tütmüştür, ya işim düşmüştür ona ya da şeytan dürtmüştür de ondandır. Yoksa öyle kolay kolay girmez kimse, giremez yani uzun süredir aklıma...
Tıpkı, Araf'ta kalmış ruh misali oradan oraya, oradan da oraya aval aval dolaşan şu çulsuz bedenim gibidir aklım...
Ki kendisine seninle bezenmiş hayal alemimin cengaver bir neferi de denilebilir... Ya da kalbinde yer edinmeye çalışan ruhuna mukayyet olamayan sığınmacı...
~~~
Türküleri dilimin ucundaki kentlerden tut da
Şiirlerinin ecnebi geldiği diyarlarda dahi aradım seni
Yerini yurdunu bildiğim halde sana ulaşmayan yollardı önüme serilen
Dalgaların intihar ettiği kumsal gibi şimdi yüreğim
Her giren son nefesini verirken kafama sıkıp gidiyor
Sürekli bir devir teslim vardiyasındadır
Kendi sesime yabancı kalmışlığım
Çünkü
Yalnızca seni damıtırım
Gerçeğin imbiğinden
Anason misali kaplar benliğimi tebessümün
Bir melek gibi süzülürsün düş alemimden
Sonra "sen olurum" demek isterdim ama
Zaten her şey senden ibaret
Bir benim sen olmayan
Ki öyle olması gerekir zaten
Yoksa
Nasıl yaşarım sensizken seni
Yoksa
Ümidim kan ağlamaz mıydı sonsuz
Nasıl katlanırdı ruhum
Başıbozuk mezarlığının müdavim hayaleti olmaya
Yoksa
Aşık olabilir miydim
Bir ahu peşinde
Ahuzar olmaya
~~~~
Hani demiş ya şair:
"Ölümdür yaşanan tek başına / Aşk, iki kişiliktir." Diye
Peki öyleyse, söyle bana:
Nasıl olur da bir aşk, bir başına, gıyaben yaşanır?
Yani, sevdiceği yokken aşığın yanında (bırak sevgilinin kendisini, cüzdanda vesikalık fotoğrafı, el ele yürünen günlerden kalma gölgesi, beraber baş konulmuş yastığa kıvrılmış ve yalnız gecelere eşlik edecek bir tane bile saç teli yokken, hatta çarşafa sinmiş kokusu bile uçup gitmişken, hatta ve hatta birlikte geçen zaman bile; hepi topu bir elin parmaklarını geçmez, beraber kalınan mesken ortalığa saçılmış sevişme seslerinin ve kahkahaların duvarda asılı durduğu bir avuçluk meskun mahalken, öncesi ve sonrasında arada onca kilometre, onca şehir, onca insan varken bile) nasıl hep var olunur şu küçücük kalpte?
Belki de dünyanın en gizemli sorusudur bu...
Bir aşk; bütün bedeni, benliği nasıl ele geçirir gıyaben?
~~~~
Bil ki
Sen olsaydın yanımda
Şiir diye karaladığım bu yamalı şey
Hiç dökülüp saçılmazdı
Bu hummalı sayfaya dimağımdan
Kelimeler mahkum olmazdı boğazımdaki barikatlarda
Siyahı solmazdı mısraların
Çünkü
Ne şiirlere sığınırdım o zaman
Ne de tek hücreli hayatıma katlanmak zorunda kalırdım
Ne uçurum kenarında yalpalamak sıradan gelirdi
Ne de debelenip dururdu kursağımda ölüm
Çünkü sen varken
Ben zaten
Aşkın en güzel şiirini yaşarım
~~~
Zamana
Aşka ve mesafeye düşse cemre
Ayrılıklar dize
Yollar insafa
Yıllar imana gelse
Toz bulutu olup yok olsa sensizlik
Tanrısal el değmiş sihir gibi
Daima sen olsan yanımda
Hayatımız bayramyeri
Kalan ömür
Coşku sevinç curcuna
~~~
Olsan yanımda
Günler günleri kovalasa peşi sıra
Gülsek eğlensek
Gezsek dolaşsak
Kâh konuşsak
Kâh ağlasak
Çokça gülsek
En çok da sen gülsen
(Çünkü gülüşün başka alemlerin kapısını aralar bana)
Beraber uyusak
Beraber uyansak
Beraber günaydın desek her sabaha birbirimize
Baş başa yapılan kahvaltı üstüne
Kahve huzurunda
Huzurla karşılıklı sigara içsek
Yemeğimizi birlikte pişirsek
Birlikte yesek
Yan yana film izlesek
Sokulsan kolumun altına öylece sussak
Uzaklardaki aynı noktaya birlikte dalıp
Aynı hayalde kaybolsak
O narin boynundan koklasam habire derin derin
Her fırsatta bol bol öpsem dudaklarını
İçsek
Sarılsak
Sevişsek
Yorulunca uzansak yan yana çıplak
Sohbet etsek uzun ve usul usul
Başın omuzunda
Öylece uyuya kalsan kollarımda
Her zamanki gibi saçlarını okşasam koklasam
Arada başını kaldırıp uysal bir kedi gibi bakıp
Yeniden uyuya kalsan
Kimi zaman ben huysuzlaşınca
Taklitler yaparak anlatsan yine neşeli anılarını gülsek
En çok da sen gülsen
Ben hep sırıtarak baksam sana hayran hayran
O küçük
O sevimli parmaklarınla "yapma şöyle" diyerek uzanıp
Usulca düzeltsen
Sen anlattıkça coşkuna kapılıp
Şaşkın şaşkın bakmaktan kırışan alnımı
Bana baktıkça yine bal rengine dönse gözlerin
Yerlerini ezbere bildiğim bütün benlerini öpsem
Gözüm kapalı saysam hepsini tek tek
Sonra koysan başını dizlerime türkü söylesek
Hele ki doğum gününse o gün - tıpkı bugün gibi -
Hele ki yaşanacak yeni günleri müjdeliyorsa gün
Hele ki bahara üç varsa saat
Tutsam ellerini işte o vakit
Tutsam da gözlerine baksam
Ve
Neşet babadan bir kaç nota araklayıp
Dudağımda tıngırdatıp mırıl mırıl
Teninde ılgıt ılgıt esen baharın tadı
Ellerinde bahtiyarlığın hicaz tınısı
Saçlarında serçelerin tedirgin telaşı
Seni sevmek yaşamak demek sevgili
Gözlerinde sevdanın engin coşkusu
Yüzünde yarınların sancısız doğumu
Sesinde ninnilerin ihya eden huzuru
Seni sevmek yaşamak demek sevgili
...
Diye türkü söylesem
...
Sonra sarılsam
Öpsem
Öpsem
Öpsem
~~
Keşke hep yanyana olsak
Kendi başımıza yaşamak zorunda kalmasak bu aşkı
Dudağımı oku
Kalbimi işit
Duyacaksın
İkisinden de
Aşkımın feryadı
Off diyorum... Duyguları öyle güzel resmediyorsun ki Uğur... Resmen içimize işliyor. Naif anlatımı, kelime zenginliği ile şiire doyduk. Eyvallah
Bu ne sevgi aaah... bu ne ızdırap... Zavallı kalbim e kadar harap Nasibim olsun bir yudum şarap Sun da içerim yarin elinden..... diyerek andığım Abdullah Yüce'nin beste gibi girdi satırlara sevgi,aşk,imkansızlık... İnsan sevince satırlara daha da bir sarılıyor gibi, daha bir çekingen daha bir düz gibi... İnsan sevince satırlarda fazla kıvıramıyor :) Direk,endirekt olarak aşkı fısıldıyor minik kulaklara... Aşkının feryadı güzeldi, ben beğenerek okudum... Kutlarım çok çok satırları.. Sağlıcakla kal emi..