Göç
Bir süre daha avutsan
gecelerimizin karanlık düşlerini
avuçlarında tutsan
sahiline vuran
yaralı yüreğimizin
deniz bilmez dağlarından
kaçıp gelen
ebabil ölülerini
bir bir toplasan
gömmeden önce
yüreğinin kumsallarına
sevip okşasan
üşümüşler ısınsa
uyumuşlar uyansa
açmak üzere iken solmuş
yediverenleri
kopartıp kopartıp
atmasan
ihtimaldir ki
yıldızlardaki sesin
ardına düşmüşlerin
bu son gecesi
onları mahveden
sıcak ülkelerin
hayalinden kurtarsan
göç
göç
diye bağırıyordu
rüzgarın üşüten sesi
üvey annemin kokusunda
kocakarı soğuklarından
daha da soğuktu
ayrılığın
hayalimde canlanan
korkusu