Göçelge
yurdumu sormayın bana
limon bahçelerinde çaldım tenimin rengini
saçlarıma çiy düşüren güneşi doğmayan sabahlarım var benim
kendime çekiliyorum sesimle beraber
içim göçelge
yelkensiz gemisiyle açılmış denize, peşinde koştuğum hayat
hani sonbaharda asmanın çıplak dallarına tüneyen
tir tir titreyen kuşlar vardır ya
hani sanki dökülen yaprakların yasını tutuyormuş gibi
boynunu büken kuşlar gibiyim
annemden duymuştum
hafif olurmuş uykusu
rüyalarını hazan vuran çocukların
gözlerim
sisi gibi, sesi gibi
iniltisi gibi derin bir gölün
iç çekmelerimi, hüzünlü hallerimi
sustuğumda söyleyemediklerimi
bir ben bilirim
çekmezse elini kış, güler mi bahçe
varsın çığ düşürsün saçlarıma güneşi doğmayan sabahlar
bıktım yeşermesini beklemekten kırılan dallarımın
kayıp parçalarımı aramıyorum artık
kaybettiğim her savaş için
bir çizik atıyorum gülücükleri çalınmış yüzüme
öğrendim
yitiklere el sallayan eller
gidenlerin ardından bakan gözler
sadece üşümeyi öğrenirmiş
öğrendim
ah benim ellerinde korku taşıyan düşlerim
ah benim yaprak döken çiçeklerim
kapıları kapanmış, panjurları çekilmiş kimsesiz evler gibiyim
ne yana baksa, ne yana dönse alazlanıyor göz bebeklerim
zifiri karanlık gönlümün gecesi
hayat nedir ki
gidenlerin ardından bakmaktan başka
ateş kusar yalnızlık, taş taş üstünde kalmaz
Senin yurdun belli şair😊
Olmayanlar düşünsün😎
Kutlarım...
hayat nedir ki gidenlerin ardından bakmaktan başka ateş kusar yalnızlık, taş taş üstünde kalmaz😙😙😙
Koca bir şiiri son üç satıra sığdırmak marifet ister kutlarım Müsade şairem sevkle okuduğum şiirlerden di okuduğum bu güzel şiir kaleminizin izi silinmesin👍👍