Gök Sevişmelerinde Aydınlanırdık
büyürken küçülürmüş içimde her eylem
böyle düşermiş hep
öznesi düşlerin
ayak diplerime
basar yürürmüşüm
acıları duymadan, sağırmış meğer duyduğum onca sesler
hani şarkılar vardı
nerede o avuçları çatlatan ezgiler
eylül içti biliyorum
rakıya su katar gibi, ser sebil
mezesiz masalar bıraktı ziyan akşamların renk dönümlerine
lacivert tüttü şehir
oysa biz
puşt zulası eşelerdik
alnımızda taze ter, fesleğen avuçlardık parmaklarımız koksun diye
şahadet ederdik ki her mayıs kuzu doğursun
ağlardık misal
her erken ölüme, duamız türkümüzdü
dağlarına memleketin
dağlarına memleketin gözlerimizden düşürürdük
çam kozalaklarını
bu yüzden renkliydi gökkuşağı
uçurtma misali
salınıp göğsümüzden, yıldızla elleşen
gök sevişmelerinde aydınlanırdık
kasıklarımızda bitimsiz sevinçler
gözlerimize düşerdi de yıldırımlar
kırpılmazdı kirpiğimiz
büyürken küçülürmüş içimde her eylem
böyle düşermiş hep meğer
öznesi düşlerin
ılık bir kış akşamına...
ağlardık misal her erken ölüme, duamız türkümüzdü dağlarına memleketin
dağlarına memleketin gözlerimizden düşürürdük çam kozalaklarını
bu yüzden renkliydi gökkuşağı uçurtma misali salınıp göğsümüzden, yıldızla elleşen😙😙
geçmişin iz düşümü teşekkürler üstat ..yine şiir yine geçmiş özledim..👍