Gökyüzüne Bakalım
beyazı son konuşmamız olarak iliştirin
söylenmeyen bir şey kaldıysa bize getirin
sarılın
ve gökyüzüne bakalım
gök yüzüne bakalım şimdi
bakın
bakın kim önce ölecek
duvarın kıyısında
elleriyle yüzünü kapatanlar bize bakıyor
ateş ateş içinde kalıyoruz
niçin bulutlar böyle
bize kanlı karanfilleri getirdiler
bu kadın kim
bu kadın kim karışan böyle
soyunuk ve çıplaktı güller getirdi
uzattı bize
yüzü gülmüyordu
çok eskiden bir sevgilisi varmış
hatırlamıyormuş bile
ölüme karşı duran şu anı
seni seviyorum demeye adanmış
şu anı
arkamızda duruyor
bize şahitlik eden çiçekler söyleseler
rahatlığını kıskanan yok
inanıyorum deseler
size yeni kumaşlar
rengarenk tasalar getirdim
kendimi hatırlamıyorum size getirdim
bir denizci edasıyla eğildim önünüzde
azıcık istiyordum
saçlarımı okşayan ellerinizdeki kokuyu
anların ilahı sayacaktım
ilgilenmeyin ben denize bakarım
bükülen dalgalara ve size
gemilere bakarım ve size
bulutlara ve size
kendime ve size bakarım
ilgilenmeyin ben denizlere bakarım
iki aşkın arasında sıkışan garson olmak istemiyorum
sular taşırım
göğü ve bulutları
hatta tüm umutlarımı getiririm size
ama bakmayın öyle
korkum ölülere dua etmek ellerimi kavuşturup
üzülün ve kaçın bu odadan
ıslatın saçlarınızı
bakın teselli yağmurları yağıyor
bakın ve sarılın
dumandan yüzümüze
unutmuşsunuz kadehleri yatağınızda
elleriniz dokundu dokunacak gibi sevişiyor
hala o rüyanızda mısınız
biraz sokulsam
duyar mısınız
üç kadın ve köprü yansıyan sulara gittiniz
eşlik etti ev
azıcık dağ ve bulut
niçin beni görmediniz
çalılıklar ortasında bir kuş
bakınıyordum size
kızgın tavırlarınız döndü aniden
deminki sezgiler ve ben oradaydık
dudaklar gelirken üzerimize
yağmurlardan kaçtınız ve umutlarımızdan
gözyaşlarımdan ve kendinizden
arkanız anlık değişen elbiseleriniz gibi
kimi seveceğine karar veremedi hala
bir dünya değildi istediğiniz
susmazsanız da olur
haykırın
boğuluyoruz hepimiz.