Göm
Kaderin şiddetinden keskin miydi
zamanın ağzındaki bıçak
ki,gülümserdi dilimlerken hayatı
külün koruduğu gece vardı
güneşin sustuğu gündüz
aşılan deniz geçilen yollarımız
sana bir tutam gök ,bir tutam imge
uçuruma sürgün çocukluğum
ve sonra / sesini yitiren şarkı
ya şimdi / gözlerine kar yağan bir şiir
deyişlere tutunan efsaneler vardı
dilden dile çekilen fiiller
sığınağımda ki cehennemden güçlüydü
zulandan taşan unutkanlık
ki.yakasına ilişirdi şartlı gülümseme
bana bir temmuz
sen bin temmuz
sen bana hep temmuz
ölüp ölüp sana gömüldükten başka derdim yoktu
bu sefer güzel öldüm
istediğin şiire göm
Haziran - İzmir