Gönlüm Hasrete Sürgün
Gönlümdeki meşale hazırdı tutuşmaya
Aşkımıza yak dedim yakamadın bir türlü
Yalvarmamı duymadın başladın tartışmaya
Ayrılık kanyonundan çıkamadın bir türlü
Sunmadın aşk badeni içip içip kanmadım
Bir gün bile düşünüp ayrılığı anmadım
Hep ağzına bakardım sözüne gocunmadım
Sarılıp da aşk ile sıkamadın bir türlü
Bayram çocuğu gibi gelip durdum önünde
Var gücünle bağırıp sorguladın o günde
Neler çekip kahroldum hiç anlamadın dünde
Viran ettiğin kalbi yıkamadın bir türlü
Gördüğüm en gür akan, suyu tatlı pınardın
Sularıyla beslenen koskoca bir çınardın
İnan artık sevgili sen ezel ebet vardın
Kuruttuğun gönlüme akamadın bir türlü
Herkes yazın terlerken nedense ben üşürdüm
Ararken anılarda aklımı da düşürdüm
Soluk eski resmini sol yanımda taşırdım
Verdiğim fotoğrafa bakamadın bir türlü
Parmağımdaki halka sadakatle ışırdı
Sen de taksaydın inan ne güzel yakışırdı
Dostumuz düşmanımız hasetle bakışırdı
Nedense karar verip takamadın bir türlü
Sensiz yaşayan gönlüm hasrete sürgün idi
Yıllar sonra da olsa buluşmak düğün idi
Gönlümüze bu aşkı koymamız mümkün idi
Ne yazık çivisini çakamadın bir türlü