Gönlümdeki Boşluk
Yine bir pazar gecesi
Yine eflatuna bürünmüş
Issız, yorgun, gökyüzü
Kasvetli bir hava hakim
Kaldırımısız sokaklara
İçimden onca şey geçerken
Güneşten kadehte bade sunar bana
Ak sakallı dede
Sonra gülümseyip gider
Kafdağının ardına
Gönlümde bir boşluk var
Büyük bir boşluk
Ama neyin eksik olduğunu bilememek
Bana acı veriyor
Kimi zaman sözcükler
Kimi zaman uzaktaki sevgiliydi
Eksik olan
Şimdi yorgunum
Yaşlı Selvi gibi
Yağmurun ilk damlasını bekliyorum
Yapraksız dallar
Çatlamış dudaklar misali
Bekliyorum sadece
Bazen ardı ardına
Sarar beni kelimeler
Bazen ise uğramazlar
Sanki küsmüşler bana
Ama bilirler
Onlarsız yapamadıklarımı
İçimden bir ses der ki
Git başka diyara
Ama bırakasım gelmiyor
Saçlarına ak düşmüş yıldızları
Eriyip giden dağları
Hatta
Gözyaşı dökmez bulutları
Bırakasım gelmiyor öylece
İşte
Rüzgar selamlıyor beni
Bense boşluğu doldurmaya
Durmadan gayret ediyorum
Yok...Yok...Yok...
Ne içtiğim bade
Ne de sözcükler
Derman bulamadı aciz gönlüme
Tükenmek üzere kum saati
Zaman acımasız
Bir Hüthüt kuşu gelir uzaktan
Avucumu delip geçer
Taşıdığı gül dikeni
Ve birden doluverir gönlüm
Gereğinden fazla
Şimdi uzanırım sırtüstü yere
Bırakırım kendimi
Doğanın eşsiz düzenine
Ve bir yağmur damlası düşer
Alnımın üzerine