Gönül Hırsızı

Geceyi uyandırma korkusunda
düş gücümle baş başa
bırak sevdamın mumu yana dursun
çık karşıma sorgusuz sualsiz
hatırla bildiğin kadarıyla
doldur zamanın kadehine
kırmızı şarabı ver ellerime..
Neler yaşamış, neler görmüş bu yanık âşık!

Sığınsa yalansız, riyasız
zaafım, şuurum
bilirim ki ateşin toplandığı yer
gelecekteki umudum
nabzımı besleyen gönül hırsızım!

Ne mutlu bana nefsine mağlup olmuşum..
Doyur şimdi gamzelerimi
bir edayla kalemime yazdır
bir öpüşle
bir nefesle...
Yol vermezken içimde denizin med cezirim
aşkı sayfalara döktür
halimi arz edip diyeyim ki,
-işte geldim, işte can.
İster ebedi kıl,istersen aman verme
ki bütün hücrelerim sana yönelmiş
yar yanımda anlayışın eksik olmasın
imgeden gülüşüm silinmeden..

İşit bir tanem
dilimdeki çılgın neşeyi.
Hangi birini neyi, nasıl anlatsa,
şu yorgun bedenim.
Talih, kulağıma her an söylemede
Gençliğim. Sonsuzluğum. Ruhum
okyanuslar misali
duy/arsız olma!
''ben saf suyum iç''
kem gözler yüzümden uzak olsun diye
huyunu gamla da acılaştırma
zira diz çökmüşüm bin dizeye
gönlünde bir sözümün yerleştiğini işit
''Sen nereye gidersen git
senden ayrılmam, ''
Sen beni arayan bir avcı,
benim kulum kölem değil misin?

Meramına nail olmak istiyorsan
Nergisin feyze erdi..
Saklanmaz iki dudak arasında
yazılmış hikâyemin senaryosunda
sabra, gayret iki perde ardında
çevir pembe yüzünü göreyim
mis kokulu saçlarını koklayayım
anlatsınlar, şahit olsun bu mahmur gözler
sudan çıkmış karadaki balık gibi
çırpındığımı duy
en derinden sus oldum
kalp duydu dil döndü
anıların her bir yerinden
gözyaşlarımı emdi
ebedi aşk ile yar oldu
öpüp kokladığın
şiir ellerimde?
?

-ŞİİRİMİ GÜNÜN İNCİLERİNE LAYIK GÖREN DEĞERLİ SEÇKİ KULUNA SONSUZ TEŞEKKÜRLER-