Görünen Köyün Klavuzunda Bulunan Mektup
güzel şeyler için ölünebilir münire
bunu şapkalı adamlar bilmez
güneş gözlüklü kadınlar
insan bir kez acıya döndükçe kendinden birşeyler bulur
ama benim ne bir şapkam ne bir gözlüğüm
ne de yüzümü dönecek bir acım var
hepsini uydurdum ardına düşmekten korktuğum korkuların
ruhumun kuytularında cenabet bir iblis var
bir iblis dudaklarından şerbetli tatlıların kalıntısı
devletlerin bütün sırlarını ifşa eden zehir zemberek yağmurlar
o ruh ki benim olsaydı onu satardım
geceleri reklamları izler koşardım bütün gündüzler boyu
komutanlar yolları keserler buralarda
polislerin evleri yakın mesafelerde kurulu birer örümcek ağı
hangi sınırı aşsam ruhsuzluğum yüzüme vurulacak
sevginin tüccarı bir tanrıya inancımı yitirdim
tanrısız dinlerin putlarını dinsiz bir tanrıya sevk ettim
oysa takvimlerden bile anlamayan ben
süs niyetine saatler takmayacağım
kemerim ve ayakkabım asla uyumlu olmayacak
ben ruhsuz bir kimliği taşımaya hükmedildim
kimim ben ? bunun ne önemi var
her deniz kıyısında bir fotoğrafım olmalı
cebimde unuttuğumu bildiğim bir isveç çakısı
bir kıymık bulsam onu acı niyetine gönlüme saplayacağım
çiçekçi kadınların kaba sözlerini duymak için şık giyindim
saçlarımı taradım gülümsedim ağır adımlarla yürüdüm
şimdilik niyesini bulamıyorum işleyeceğim katlin
fakat mutlaka bir anlamı olmalı çaydaki karbonatın
bayat ekmeğin depresif ilaçların
çünkü çıldırmak korkusunu yitirmiş bir düştür
ellerine silah tutuşturulan insanlar beni bilselerdi
şarjörü üç kere yedekler karşıma dikilirdi
yayvan kelimeler kullanan insanlardan tiksindiğimi
ses tonunu boğmak istediğimi bilselerdi
utanırlardı benden
utanırlardı ve çağın slikonlu göğüslerinde sükunu ararlardı
bir anne şefkatinde kucaklardı onları şehvetin derin sularındaki yaratılmamış tanrı
bense yeni öğreniyorum bir ölümlü olduğumu
bir ölümlü saçları siyah gözleri yeşil
boyu ve toprağı küçük asyanın ücra yerlerine tutunmuş
toprağa hikmet diye tutunmuş fakat toprak yok
arınmak için bütün sularda yıkanan bütün sularda kirlenen bir adam
bir ölümlü
bunu doktorlar iyi bilir
ve ben ustaca işlerin yaşamasıyım
kırlangıçları sevmem oysaki
hayatımda bir tarçın ağacı görmüş değilim
bir fakirlik sezdim insanların gözlerinde
içerisi boştu
boştu ve tüketim çağına keskin bir giriş yaptım
kendimi tüketerek yüce zaferler bulundurdum varlığın keskisinde
birgün bütün herkesi öldürmemiz gerekebilir
fakat bu pekte mühim bir mesele değil çünkü
herkes tükenebilir biraz
bu tıpkı dağılmış kuş yuvalarına benzer
çöllere benzer içinden seraplar akan
beni diğerlerinden daha çok sarsan ayetler oldu münire
nefsinini ilah edineni gördün mü denilince ben oradaydım
o zamanlar sen henüz yoktun müzikler 42 desibelde çalardı
eski zamanlardan söz ediyormuşum gibi oldu bu biraz
olsun nasıl olsa herşey eskimiştir bile biz anlamadan
fazla ironik bir karmaşa oldu bu var olmak söylencesi
havf içinde yüzümü halktan kurtardım
halk
hulk
haşr
bi keresinde azrailin kendini öldürüşünü okumuştum
bu nasıl bir çılgınlıktır biliyor musun münire
yani düşün bütün o alimler boşa konuşmuş
azazil saçmasapan bir dala tutunup iblise varmış
insan iblislikten azazile varsında görelim şimdi
dünyayı ben çok düşledim o yüzden böyle bozuldu
babam kurcalama derdi küçükken, bozarsın
bozdum ve öğrendim usta parça artırırmış
birçok gereksiz şey buldum yaşama dair
artırıp çoğalttım çırılçıplak bir dünya buldum
çırılçıplak bir dünya bulmak onu giydirmek demektir münire
güzel bir araba alacağım bu yüzden
beyaz kuşağa tekrardan döneceğim
üzülme geçerken seni de bırakırım
bir deniz bulur fotoğraf çekiniriz sen gülümsersin
sen gülümsersin ve bütün acıların uykusu gelir
uykuysa ölümün kardeşidir bilirsin
ve sonuçta güzel şeyler için ölünebilir münire
haydi durma gülümse.
Kontrol edilemeyen güç başa bela olur tehlike arzeder🙂
Dünya tam bir kaosta şu an insanlık ölüyor yavaş yavaş
beyaz kuşak gökkuşağında kayboldu bulunması imkansız değil elbette de zor
çok güzeldi şair anlamca
Tebriklerimleud83eudd20ud83eudd20ud83eudd20ud83eudd20