Gövdesiz Yaşayış
n'olur
dile benden ne dilersen
hafızamda; tenimin çıplak yansıttıkları
gönül koruz dile öykünürüz
yaralarız gözü hiçe kapanırız
kucaklaşır dilim dilim bölünürüz
sonuçta birer düş/müyüz
ya toptan ağlatır ya toptan güldürürüz
o iç dünyamıza kim inebilmiş
hayat yetinmeyi öğren mantığı
varlığı vicdanın makes yeri
deruni; acısız, sancısız ve de sızısız
değmedi mi yüreğim
sonuçta bütün yaralar kilitli
vahhh bendeki sana !
hani nerede kucak dolusu
inadına kapanmaz dilin sırdaşı
yaşatır tam da giderken
her şeyi içten dışa doğru
beynin görmek istediği
anlatırken utanırım
...
ama yok işte
fikirler kavramlar ürken
saplanmış çıkmazdan kaburgam
neye inansa da inandırsa
iyileştirmeye, değiştirmeye
nereden başlasa avuç içlerim
bir ömür boyu suçluluk mudur?
korku içinde benzeşmekte
gördüğü iyiliğe karşılık
ikramı fazlası yüreğim
--------
o vakit şiirden bahsetsem
ruhumun telaşı güzel ve sevecen
düşünceyi çekip alır
yolunu keser her hücremin
önüne sorumluluk şuurunu diker
ne gönlün uyuşukluğu kalır
ne de loşluğunda birer parantez
insanoğluyuz can
eskidiğini kabul etmeyen
bedel ödenir ünleminde korunur
ki tedbir ve mutluluk göğünde çıplak
madem sözler bu kadar etkili
uyarırken zamanı okşasa ya,
uyum ya da uyuşmazlığa yön verse ya!
inan ey kalbim!
rehavet gafletin içinde birer retina
dekolteye saklanır
fütursuzca ilerler
senfoninin tenhalığına soyunur
ölümüne gider hatırsız
ki boş vermenin ayrıntısı
kıyımında kalmış fısıltısı
kozmosun taaa ortasında
elin, dilin, gönlün ey vallahi yok
muhasebeden...çileden...zahmetten,
haberi yok...
yinede buraya sessizliğimi bıraksam rahatlasam
gece uzun uzadıya
hal bu ki acıdan
asrileştikçe özgürleşiyoruz
hüner sergileyip yutuyoruz
kocaman filizlenmiş yarınlarımız
kaynar suya atılmış çekişen canlarımız
gövdesiz yaşa, diyemiyoruz