Gözlerin Demişken
"Bir yığın karanlık
Bir avuç özlem
Bir de demliğinde soğumuş çay
Bekliyorler beni sebepsizce...
Bilmem bulutlar neden bu kadar yakın"
Yol... Yolcu...
Ve düğümlenmiş kaderler...
Uzundu gece
Gözlerin bilmem neden bu kadar sarhoş
Neden çekiyor beni kirpiklerin...
Bir damla yaş olmuş kayıyorum boşluğa
Yanakların sıcak...
Kış güneşini andırırcasına...
Andırırcasına intiharı...
Parmak uçlarında atıyor yüreğim
Bilir miydin ben yorgundum
Öyle ki bir yabancı almışım yanıma
Dışarda kuru bir ayaz...
İçimde keskin bir soğukluk...
Buza dokunurcasına...
Gözlerin...
Unutmak bilmem ne kadar zayıf bir kelime
Bir ağırlık vardı ki özlemin sakladığı
Bilmem bu sürüklendiğim uçurum
Ne çekmiş böyle derinden...
Kağıtlar...
Kağıtlar andırıyor bana yalnızlığı
Bazen sebepsiz bir mum
Bazen gereksiz bir gözyaşı
Kağıtlar...
Kefen beyazı...
Yaprak sarısı...
Bir avuç mürekkep al gözlerimden
Bilirsin tutuşur yüreğim
Ve yorgundur diyeceklerim...
Kalk gidelim ruhum!
Yalnızlık sarmış bizi
Sever de kırılır...
Yazar da unutulursun...
Bak yıldızlar ne kadar saf
Ne kadar sinsi şu kaldırımlar
Sevmek...
Gönül ateşi kadar sıcak...
Avuçlarım kadar yaralı...
Ve derin bir boşluktur sevmek seni
"Loş bir aydınlık
Bir grup gürültü
Bir de külleri uçuşmuş kömür sobası
Bekliyorlar beni sebepsizce...
Bilmem güneşli günler neden bu kadar uzak"