Gözüm Gibi Bakıyorum Hoşça Kal'ına
Haber uçuruyor rüzgâr bağda yangın var diye... Ve bayraklarını yarıya indirmiş iskelede...Gel izin alabilirsen bel bağlanmış günlerinden, velayetini vereceğim ayrılığın rüzgâr tutmayan köşelerine. Beyaz bir şarkının ilk sözlerini de söyleriz belki meğerimizi kaybettik diye.
Denizi ben getiririm , iskeleyi de
İki de ters dönmüş şemsiye
Sen bir çınar söyle ortaya
Koptu kopacak bir fırtına, yağmur ipince
Meydan da olsun
Ve dışa açılan birkaç pencere
Son bozukluğunu bozduracağım söz,
Söz geçiremediğim şiirlerimin
Kaça giderse gitsin,
Ne diyeyim o da öyle bitsin
Yeni şarkına güfte,
Ömrüne bereket olsun diye
Haddini biliyor aslında gün
Cam kenarı bir masa söyleriz
Huzursuz bir manzara
İki farklı sandalye
Seninle ihanet edeceğim kendime
İki ocakla ısınan içki evinde
Suskunuz ya ikimiz de
Tutulmuş bir dil balığı söyleriz
İnce kıyılmış bir salata azıcık
Acılı birkaç meze
Bir de üfleyerek yenen,
Yoğurtla yapılmış cacık
Ben çölken yağmur bağışlarım sana
Yeşilin solmasın diye
Hala kaçak tütün gibiyken içime
Tek içerim senin gibi seninle
Su katılmamış bir hüzün
Atarız uzaktan denize,
Ağlaşsın diye tutsaklığına balıklar
Sen tığ olursun hatta
Ben kanaviçe
Ahkam kesen bıçaklarımız da olur masada
Delik deşik olsun diye,
Gündüz ve gece
Beslemez diye bebeklerini
Sen kurutma kağıdı iğnelersin gözlerine
Ben gözüm gibi bakarken hoşça kalına öylesine
İki ocağı da söndürür bir ara içki evi
Canımızı yakarız donakalmayalım diye
Sen helva kavurursun istersen
Ben lokma dökerim Boğaz’ımıza
Ödenecek bedellerin para üstüyle
Dergahımdayım tam/ah/sızım aşka...Kıbleye dönük seccadem
sana söylemedim , geçenlerde düne şükür namazı da kıldım ben
Suadiyeocakikibinyirmibeş
Demir Mutlugil