Gülten -II
Hiç bir şey eskisi gibi değil.
Yıllar çok aldı.
Çok çaldı ömrümüzden,
Geriye ağarmış saçlar, yorgun bedenler kaldı.
Eskisi gibi diz tutmuyor.
Göz görmüyor Gülten.
Bakışlar umutsuz, hayaller imkansız,
Terk etti yüreğimizi sımsıcak sevgiler.
Acısı katmerli bir sol yanımız,
Birde kanatan keşkelerimiz var.
Ve bunların hepsi bir yana Gülten.
Bizim faili meçhul bir sevdamız var.
Artık hiç bir şey eskisi gibi değil.
Ne bahar kokulu çiçekler var.
Nede aşk ile titrediğimiz havalar.
Güzel günlere sünger çekmişiz,
Gözlerde hüzün, yürekte hasret,
Gecede yas, şafakta kaygı var.
Hüzün tütüyor gönül bacamız,
Acımıza içimiz dar geliyor.
Yükümüz ağır.
Biz bize uzağız Gülten.
Bak baharlar toprak kokmuyor.
Yer gri, gök mavi hala...
Lakin yağmur,
Yağmurda ıslanan aşklar yok,
Radyolarda o dokunaklı şarkılarda çalmıyor.
Şimdi türküler bile aşktan sıyrılmış...
Nerede kaldı kibrit kutusunda alevlenen sevdalar?
Hatıra defterlerine mühürlenen hasret.
Kurtuluş, seğmenler, gençlik parkı Aşksız...
İçimiz dışımız hesap, adım başı menfaat.
Bu yollar nicedir, nicedir ince değil Gülten.
Sen bile eskisi gibi bakmıyorsun.
Parlamıyor çekme gözlerin.
Bedenin ruhuna uzak...
Hani çılgın severdin.
Hani avuçlarımda titrerken ellerin.
Şu akan zamana isyan savururduk,
Kem gözlere inat, biz hesapsız severdik,
İşte, en çok bu koyuyor adama Gülten.
Hiç bir şey eskisi gibi değil.
Sen gülmüyorsun.
Ben eskisi gibi bakmıyorum.
Her taşın altında bir yürek eziği,
Haftalık yazılır oldu sevdalar.
İki dudak arası kaderler.
Adaletin bel kemiği kırık Gülten.
Bilsen nasıl özlüyorum teninin sıcaklığını...
Gül kokulu ensen, nefesime uzak düştükçe,
Yarınımdan korkuyorum Gülten.
(yorgunkalem)