Gülümsedik
kurşuni fasıldı
o masayı kutsayan
kendini içti soytarılar süsleyip yüzlerini
ehli namus masallar anlattılar
es zamanında arşenin
nasılda pervasızdılar
nasıl inandılar
kahpe özneler vurdular kadehe
öyle yudumladılar
şerefe
ahmak şehir efsanelerini koydular o kıytırık masaya
biri ferhat oldu
diğerinin adı malum
çok efeydiler
üç metelik gözlerini süzerken yüreklerindeki çirkefe
biz
arka sokaklardaydık
demirleri aralayıp bakarken o meyhaneye
nasıl ödlektik
nasıl da kaçak
korktuk edalarından belki
belki fark etmedik
yel değirmenlerine çatal salladılar
gülümsedik
kurşuni fasıldı
o masayı kutsayan
kendini içti soytarılar biz iç çektik...
Yele değirmenlerine çatal sallayanlar da dolu dolu cesaret herkesin harcı değil...👍