Gülüşümle Ölümü Sevdim
Bir ölüm haberi gelir
bin ölüme çıkar anneler yasta
ardı sıra dağlarımın gül kokan yamaçlarında
bir xazal öldüğünde bir daha ölür içimdeki çocuk
vurulmuş yatıyor Azad ın etrafı anne çiğliğiyla
mizgin müjdeler hüzünleri duyulur cihana
sen bir uytu bir şehirin sokaklarında koşma gafil avlanırsın
eli kanlı satırla dolanırsa salyalı köpek sesi uğursuzluğu gecelerim
uğursuzluğu ölüm bana merhaba dediyse hoş gelsin ölüm
gafil avlandıysam yurdumun orta yerinde
şimdi her yerde fişkıran sulara fırtılar kopacak gün hazırım ben geldim ölümü severek
tüm şehirler ölüm kusuyordu baharin ardında
gençliğimin baharında sen hoş geldin yurdumun bahtı karasında
ne varsa uyansın güneşi zapt etmeye
ne Bedreddin sözünden nede Pir Sultan Abdal ın sazından v/az geçmedik
nede Dehak ın zülmü demirci Kawa yı yenemez yenemeyecek
yeniden diriliş destanlar yazıyorken gençliğin sesinden
sen de uyandır yırtık gömleğini at uyanmayanı uykudan kaldır
şahlanan yurdumun insanları işçiler emekçilerin direniş ruhuyla dik dur
her şey aydınlığa ışıklı meşale ya direniş ya ölüm
ve ölümü sevdim bu gençliğimin taze baharında
ölüme yakın bir yerde durdum asice
ardında yakalamışlar elleri kelepçeli
yüzünde gülüşler umudu sayıklarken
bir daha sevdim ölümü yaşayarak...!
******************