Gülüşün Bahar Gibi
/rüyana girersem korkma ben geldim!/
gülüşün bahar gibi
yağmur yağardı yüreğimin fidanlarına
hasretinle düşerim yoluna yalın ayak acıyan dertlerime
gönül yaralarına bir sevda yeli esince
yaşarken öğrendim izdüşüme sardığım
acıların renkli hikayesi içimde sönmezken
yüreğimde ne fidanlar diktim
sırlarımın ötesine savruldum
uzaklardan görünen sürgündüm gördüğümden beri
ve içinde büyüttüğüm sırlarına s/aklanan güç
ağaç gövdesi kadar büyük dallarına sevda yükledim
kahreden aciliyetin yorgun düşüme heba saydığım
erken gelen sevdaya geç k/alışım
susayan göz nuru ölümüne gün s/ayarken
bense çok erken doymuştum zamana
yorulmadım sevgi denen köpüren pak sularına
ele alınmayan tartılmayan anaya benzeyen dünyalara.
dünya bir pencerdir baktığın an bir nefes umut olmalı
farklığın demiydi yaralarımın inciyen acısı
gel gönül muhabbete...
rüzgarlara savrulma gönülden aldığın yara
sarıldığın tutku selinde kaldığım
gülüşler tel tel dökülürdü yollarıma
gelirsem bir gece karanlığında
iz bulmuşken düştüğüm revan yollarda
bir gece ayaz vakti ay'ın gölgesinde aniden kapını çalsam
desem ki ben geldim
rüyanda ki gördüğün adamım desem
yada sokakta kalan biletsiz yolcu sıfatında bir dilenci
yol parası dilensem
biletsiz yolcuya biletini alır mıydın?
şimdi anladın mı benim sana düşkünlüğümü
şimdi yine uğrasam kapına alır mıydın içeri
beni alma derim
ama sen ısrarla alırsın içeriye...
bir gülüşle bahar sardığın yüreğimdi
işte
o zaman sevdiğin anlamış olurum
bu dünya gezegenli canlı cansız düşümüze
bel bağladık sonsuzluk ateşinde
öldüğümde üzerine bir kürek toprak at
sevdan benimle karışır ruhunda yaşatırım
her vakit ölebilsendim
durulsaydım yüzüne hasretimle
görebilseydim gönül zincirindeki halkaların perçinliğini
bir toka yapardım dağılan saçların örgüsüne
gönül yarasına kalsam darası ruhunla karışır doğru bildiğim
gülüşlerin bir rüzgar gibi eser yürek yarama..
sen benden doğarsın her vakit güneşinle...
14.04.12 Karataş