Gülüşün Güneş
Yüzünün huzmesi
Tıklatır aklımın tahta kapısını
Sancılanır zihin dünyam
Büzüşür karanlığım
Gamzeli kasığından
Acelece içeri sızar gülüşün
Dilinde acıkmış bir kuş
Mahcup olur
Fakir umudum
Memnuniyetim zıbın
Şefkatim kundak
Sevincim taze ninni
Emeklerken yılkılardan düşersin
Kişnemelerinden sıçrar
Ay ve yıldızlara ışığın
Haylaz gülüşünün çakısı keser
Darağacında asılı cemrelerin ipini
Sevindirir havayı suyu toprağı
İpe tutunan kelebekleri, kozasından
Merhametli gülüşünün çıkrığı çıkartır
Renk dilencisi gelinciklere
Ergen gülüşün verir kırmızı sadakasını
Karnı doyar kırların
Kuru dallara cilve yapar
Genç gülüşün
Yaprağın önüne geçer
Kirazın olgunlaşma telaşı
Öğle vakti mümtaz gülüşünün zirvesinden iner
Çisil çisil anason
Bahçelerde sallanır çiçekler zil zurna olur
Türk edebiyatının defterini öper
Batışından süt emen
Ölü doğmuş dolma kalemler
Mucize şiir olur karanlığa güneş gülüşün
Ya aklıma düşmeseydi gülüşün
Şaşırırdım
Her an kısır karanlığın kel başını tarardım