Gümüş Karanlık

Aklın evrimlerinde yoğuruldum fani düşler orkestrasında zavallı hassas yüreğimle,
Bir bilinmezi aradım gölgemde soluk soluğa ellerim titrerken.
Başlamayı bilemedim sensiz yemeklere hatta uyumadım gecelerde,
Bir mum yaktım kalkıp içimi ısıtan tıpkı sen gibiydi düşlerimde,
Kendimi götürsem çok uzaklara sensiz kalsam günler gecelerde,
Bilirim ki hiç dinmez hasretin şu kanrevan kalbimin hassas köşelerinde.
Şimdi rüyalar bile dar gelir hayal alemlerinde bana sensiz,
Bana ait olduğunu sandığım heran, her anıda seni düşünürüm...
Ve gözlerim izlerken gidişini sessiz çığlıklar atar kalbim isyanlarla.
Duman rengi bulutlardan yağan hüzün taneleri kadar inandırıcı yokluğun,
Gece yarısı; bilinmez mevsimlerden birinde seni düşlerken,
Hiç bilmediğim saatlere akıp gider hayat yokolmuş aşkınla beraber.
Sessiz tepelerden sessizce yağan gümüş renkli damlaları izliyorum senin yokluğunda,
Ve nasılda aldatılışlar yaşamış bu yürek adım adım aşk kokarcasına benzer kadında.
Gün batar, doğar gümüş renkli karanlıklar benim için dar sokaklara,
Edepsiz bakışlar kalpsiz yüreklere elveda derken görmeni zorlaştırır bu karanlıklar maskesiz yüzünü,
Bir bilsen demeyi unuttum kadın değerimi bu gümüş renkli karanlıklarda,
Gözyaşlarımı silen karanlıklar boğazımdan düğümünü alan meleklere emanet eder hergün beni.
Ve sen bu boş sahnelerde oynarken kendini ben izlerim seni bu loş bedenden,
Sesin bir uğultu kadar zayıf kaldı kansız damarlarında kendin için,
Sana bahşedilen ruhu çaldın ellerinden aşkın bir hiç uğruna düştün sahne oyunlarına,
Şuan ruhum bedenimle kalkıp gider bu yalan aşkından doğmamış gerçeklere,
Son sözüm sanadır değerimi bilemeyen taçsız ucube...

06 Ocak 2010 19 şiiri var.
Beğenenler (2)
Yorumlar