Gün Batimindan Sabaha
Gün batımından sabaha
Bir yol uzanır
İnce ve telaşlı
Ama hep yavaş yürür saatler
Denize vuran ışıkları sayarsın
Yıldızlar yakamozun kucağın da
Üşüyen bir türküye saklanır aşk
Poyraz suskunluğun abisi
Ellerin de
Sıcak bir gülümseme
Yudumlarsın sessizliği
Gözlerini düşünürsün uzak bir şehrin
Boğazdan bir gemi geçer
Başlar sarhoşluk mesaisi
Enes kardeşime yazdığım ama bir türlü bitiremediğim bir şiirim vardı;
Bir adam var karşımda Elinde yetmişlik şişe, Gözü karşıda müthiş seste, Eti soğuk sandalyede Yüreği yukarılarda bir yerde Ben usta dedim İçimdendi sesleniş Baktı gözlerime Süzdü içimdekileri
Sen acunda neylersin suskun...
Şiir olsun buram buram...
Ve sen aklımda
-haliçten her geçişlerimde yine fırtınası şamar olur yüzümde o ay/rılığın..
sus/ma şair........
Gözlerini düşünürsün uzak bir şehrin Boğazdan bir gemi geçer Başlar sarhoşluk mesaisi
Uzak bir şehrin o kocaman gözleri neler görmüştür neler kimbilir güzeldi ellerine sağlık şair dost...
şiir;
bir bütünü, kısa ,özlü satırlara sığdırma telaşında,
aslında hepimizin derdi bu,
daha uzun olmasını isterdim,
poyraz suskunluğun abisi...
tadında
sevgiyle kalın...
Gün batımından sabaha Sabahtan, günbatımına Aşk büyük uzak bir şehrin gözlerinde
tebrikler