Günbatımı Doğumlarım
Her şehirde gölgen biraz
Her denizde yosun,her masalda kokun
Her adımda sinsi bir ayaz dokunur dizlerime
Aciz bir cümleyle yokluğunu ıslatır dilim
Kaldırım taşlarından dinlerim soğukluğunu
K/üflenir dilimde ahd-ı vaveylan
Bayatlatırım genzimde tutsak şarkını
Pıhtısına bırakır kendini zaman
...
Susma
Suskunluğu ruhuma nihavent kadın
Aşiyan bir çöl yerinde sarhoşluğum ayılır ansızın
Ayn-ı badenden tadarım mayhoşluğunu
Her yudumda nefesim sancılanır
...
Pürmelâl şimdi karanlıklar bile
Tenhalaştırır yalnızlığımı sokak lambaları
Ve yüzüme düşen aksin
Fırtına alır gözbebeklerimi koynuna
Sûzan denizlerde dolaşır ruhumun kuytuları
Muştusunda kelimelerim kırılır
Üstüne dökülür yalnızlığım
...
Sonra biri vardı dersin ardımdan
Biri vardı
Adını yosun diplerine gömdüğüm
Elleri soğuktu giderken dersin
Gözyaşıma dokundu elveda derken
Ruhum gökyüzüne ezel
Yeryüzüne ebed olsa da
Her gidiş erkendir dersin belki
Ben duymam
...
Yine başladı günbatımı doğumları(m)
Sensizlik râm oldu gece sayıklamalarıma
Nâlekâr bir şarkının güftesi gibiyim
Ayaklarımdan boşalıyor sessizliğim
...