Günbatımı Kanyonunda Yalnız Bir Imgelem Ağacı
Duman duman tükenen bu güne
yalnız seni görmek için direndim
köksüz bir ruh ve denize özgü o yalnızlıkla günbatımına kadar
ve şimdi içime kabaran tatlı bir hüzün
batan günün çarptığı ilk camdan yansıyan ışıklar gibi tedirgin.
Boğazıma takılan o saçma hıçkırıkla birden
o yansıyan kızıl ışıklarla şaşkın tepelere ulaştım ve geçmiş güne baktım
tedirgin bu ruh sessizliğinden irkilerek
yana yana sular geri çağırıyordu güneşi
ne büyük ve ölümsüz bir aşkın çağırışıymış bu.
Bu sonsuzluk kızıllığının altında
içimde hâlâ derin bir karanlık korkusu var
ya yarın bu güneş her şeyin bambaşka olduğu bir zamana uyanırsa
ayıp olur mu ki o zaman
o koskocaman masum gözleri sevmek yeniden.
Ya da deniz tutulmasının başlamasıyla
eski sokaklar gibi keşmekeş olursa ruhum
güneşe tutulmuş ay gibi avare dolanırsa karanlıklarda
ve elveda dersem daha doyamadan sabaha
işte budur en kalbi huzursuzluğum.
Yüreğimin tam ortasında öylesine büyük bir yorgunluk var ki...