Güncede Son Sayfa
Galata'nın kenarından hani
Aşağı salınmıştık
Topuklarımızda başka memleketlerin tozu
Misafirce gezmenin rahatlığında
İstanbul'dan mısralar toplamıştık
Bizim birbirimize kötü yanımız yoktu
Öyle bilirdik en azından o zaman
Yolun bir yerinde durup ardımıza bakmıştık
Kalabalıkta, İstiklâl'de kayar gibi yiten tramvaya
O müzik bir de
Sanki hep orada duran
Çalan değil sanki hep var olan
Eminönü'nden hani bir vapura binmiştik
Hani bir simitle bütün martıları beslemiştik
Soğuktan üşüyen ellerini öpmüştüm
Bizim birbirimize uzak yanımız yoktu
Öyle bilirdik en azından o zaman
Kadıköy'de olmalı o vapurdan inmiştik
Moda'da akşam hengamesi başlamış
Başında fötr şapka, yaşlı bir İstanbul beyfendisi
Bir delikanlı edasıyla bakmıştı ikimize
Gülmüştük
Vitrin ışıklarında yüzün aydınlanmıştı
Ucundan öpmüştüm gülücüğünün
"Bana bir şey söyle hiç unutmayayım." demiştim
"Her şeyi biliyorsun." olmuştu cevabın
Bizim birbirimizden saklı yanımız yoktu
Öyle bilirdik en azından o zaman
Şimdi yanılgılarımı tarif etmek zor
Orman kadar çok mu desem, dağlar kadar büyük mü?
Tarifi zor, seni anmak neye benziyor?
Derinde bir ağrı mı desem, başedilmez bir müptelalık mı?
Gün boyu, bataklık sularında boğuyorum hatıralarımızı
Çirkinleştiriyorum yaşadıklarımızı
İnkar ediyorum seni dileyen dualarımı
Gün boyu kaçıyorum bir başıma kalmaktan
Yalnızlığım seninle dolu çünkü
Öfkeyle fırlattığı oyuncağını, ağlayarak kucaklayan çocuklar gibi
Boyun eğiyorum gece olunca
Daha fazla yaralama diye kovduğum kalbime seni
Çaresiz bir özlemle
Buyur ediyorum
Yine aydınlanıyor yüzün mumların ışığında
Bak yürüyoruz, akşam olmuş Kadıköy'de Moda'da
Öpüyorum gülücüğünün ucundan seni
Takıyorum saçlarına Galata'dan aldığım karanfilleri
Ağlayarak topluyorum savurduğum hazinemi
Bende kalan resimlerin avuçlarımda
Ben güç bulamadım unutmak için seni
Unutmak, katletmek gibi yaşadıklarımızı
Sen bitir artık bu son yudumda
Yık, dağıt birlikte yaptıklarımızı