Gündüz Düşleri
Ayrılık damlaları masama vurmuş yine
Aşk ve hüznün kimsesizliği suratıma çarpıyor
Keskin bakışlı korkular kaçışıyor
Gündüzler bırakıyor yerini geceye
Saat 10, gelmen gerek artık
Lanet olası yalnızlık bıraksın peşimi
Sehpama konan tüm boş şarap bardakları
Yüreğime doldursun sevincini, neşeni
Hayallerde boğulan yüzlerce balık
Ve kimsesiz kalmış duvarlar
Hüznünden ölüyor bir aşık
Neden insanlar bana deli gibi bakıyorlar
Korkuyorum sevgilim
Hasretinin verdiği acıdan
Demir parmaklıklara saklanmış kalbimin
Sensiz kalmasından
Yokluğun bana dayanılmaz bir acı verir
İçiyorum sanki şişeler dolusu zehir
Kırılmış her yanım bakışlarının keskinliğinden
Bir nehir akar bu yoldan, geçer senin cennetinden
Uluyor karanlığa aç kalmış binlerce kurt
Sahipsizlikten başları dönüyor
Sönüyor ayın ışığı, gece bitiyor
Aşkının acısı kalbimin en derinine vuruyor
Serzenişlerim yükseliyor içten içe
Gün oluyor vuruyorlar ellerime bir kelepçe
Akşamları bir kuş dayanıyor kapıma
Ötüyor, cennetten ışık getiriyor ruhuma
Meltem rüzgarı esmiş çoktan kıyılara
Başını alıp giden onlarca karınca
Bir yük taşımıyorlar yorgun omuzlarında
Gözyaşlarımı topluyorlar karanlığın ardında
Bedenimden döküntüler fışkırıyor adeta
Solgun yüzüm karanlık İstanbul'u andırır
Rüyalar artık sadece uykularda
Gündüz düşleri beni nasıl da kandırır