Güneşin Yuvasındakiler
Güneşin yuvasından geliyorduk
Yola çıkalı olmuştu bir ikiyüzbin yıl
Çürüyorduk geriye kalana dek bizden
Kemik tozuyla bir kaç parça kıl
Bedenin ruhla imtihanı var olalı beri
Sunmuştuk canımızı kurban diye kıskacına ölümün
Kaldıramadık başımızı idam sehpasından
Tutsağıymışızcasına zulümün
Utanmadan öldürülüşlerimizin yarattığı yaşanmışlıklar döngüsünden
Savaştık seviştik seviyesizleştik zamanla
Kendi asil kanlarımızı kana kana içtik
Canlarımıza arşınlarca ölümler biçtik
Oysa her birimiz saf kan birer piçtik
Kah dar geldik kefenlerimize kah bol geldik
Yok olmadan birimizin sancısı ötekimiz dirildik
Sildik belleğimizi her seferinde
Yeniden döllenirken ceddimiz
Miras kaldı yarına bu kokuşmuş neslimiz
Uslanmadık biley taşında keskinleşirken bile
Güneşin yuvasında yankılandı ses
Pişmanlık gelirken dile
Saygıdeğer Ahmet ağabeyim,
Siz de baş tacı olanlardansınız.
Saygılarımla...
Çok teşekkür ederim Emine hanım,
Saygılarımla.
gönlünüz var olsun İsmail bey 👍👍
Dünyayı zindana çeviren insanlar her zaman nefret ile konuşacağız onları diğerleri zaten baş tacı...👍