Güneşten Kuşları Çaldım

Güneşten Kuşları Çaldım






Babasızlığıma

ve Gülücük Kuşlarıma



Sana râm olmayan bir bela tünelinden
sesleniyorum
Filistin kokulu şiirler yoğuruyorum
ciğerlerimle
Parmaklarımda Gazze çiçekleri açılıyor
Tut elimin üç buçuk yaşından korkuyorum



Yasa dışı kitapları taşıyorum içime Can’a
Milyon dolar kapısı olan arka sokakların
Elbiselerine döküyorum kaburgalarımı
Karanfil çiçekleri ağlıyor
Kalbimi tecritli bahçelerde uyutan babama
Su verdikçe karanfiller uykularıma
Kalbimin sesini doğuruyor yağmur askıları 
Babamın sırtından mezar kuşları geçiyor
Göbek bağımdan kopuyor suikastçi toprak
kokusu



Toprağın kışını kurşuna dizdiğimde
Saçlarımdan yakaladı kuşlar
Toprak
nefessiz kelimelerimi tahta bıçakla
Ördü üstüme
Alnım üstüme düştü Can’a



Alnım arkası
Şiirler besteliyorum akşamın dip karanlığına
Üç dağ çıkıp geliyor sırtıma
Sırtımın masasında beraber ülke işgalleri
Düzenledik gamzelerime
İntihar timleriyle dinamitleri patlattık
Peşkeş çektik alnımıza sus/ma



Sus kulaklarda içilen ahlaksız dumanları
Ateş ağaçlarına dolduruyorum
Doluluk taştığında
Annem beni evine doğurdu
Parmaklarım üç buçuk yaşında



Kağıttan
okyanuslara bırakıyorum bebekliğimi
Annem beni karnında boğmakla meşgul



Gecenin peçesine sakladığım çocukluğuma
Uykularıma ne zaman örtbas etsem
Hira’nın ortasında kalbimi sağıyor
Gözleri olmayan kadınlar



Katedralleri
kalemtraşların ayaklarından asıyorum
Jiletli konvoyları
Râm ateşinin içindeki ölü çocuklarla
yakaladım
Düşüyor içimden ölü çocukluğum
Karanfil ülkesi kalbime asrı dil yollarını
bağlıyor
Demir yolları
gardiyanları gökyüzünde annesizliğimle
vurdu
Geçip gitti sütsüz duraklar
Elbise otellerinde göz yaşlarımı
Kağıttan kalbime bağışlayıp içiyorum bizliği



Güneşten kuşları çaldım kuşları
Annesiz bulutlar kovalıyor düşüncelerimi
Boğazıma takıldı büyük harf çekim iğneleri
Toprak ellerini kaldırsın Can’a
Loğusa beşiğimden
Parmak izimi Kudüs’ün taşlarına batırsın



Sarışın
siyahilere kumral elbiseler dikiyorum
Gözlerine ıslak mendillerin şiirlerini
sürüyorum Can’a
Ayın 21.yüzyılı
Ayakkabılarını düşürüyor boş beşiklere
Saçımızın ince dar boğaz manzarası
eşiğindeki
Çocukluğumuz v u r u l d u Can’a
Sen sustuğunda
Kırık karanfil dükkanında infilak ettirdim
k
a
l
b
i
m
i



Canımı büküp dudaklarıma dolduruyorum
Vuruluyor göbek bağımın koptuğu Duisburg
çocukluğu



Çizmeli kedili mektuplar bırakıyorum
Balkonların saç tellerine
Serçeler
besleniyor mektuplarımın göz yaşlarından
Göz yaşlarımı kalbine sürgün bırakıyorum
Gel al beni
Göğsümde kağıttan gemilerimle
Saat hâlâ Feyza’da yoku yok geçiyor



Yasa dışı kitaplar okuyup
İçimdeki deltalara taşıdım
Annem hâlâ babamın içini kazıyor
Doğumumu yakıyor kızıl bıçaklı kadınlar

“Ben
burda ki ateşi, orda ki buz için yaktım!’’
sağ_öl!”
Neredesin Rebec(Ca)n’a!?
Neredesin Ey B e n (Kendim)!?






kalpşeddesi

15 Ekim 2024 54 şiiri var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (5)