Günlüğün Sayfalarından
Cezbe suyun akışına varmadan
suya cağrılan akışını uyandırmadan
günahı itiraf etmek
çılgınlık mı acaba?
/Yalın ve dürüst/
dudaklarımdan ve kalbimden dinle
sesim yoklanmak ister
açılıp kapanan küçük odalarda!
Karmakarışık belirsiz uzun
geçen gölgelerdi sayfalarımda
kimseye anlatamazken
günah keçisi yüreğime zırh takan...
Alevlerin sıcak renklerinde
Tercihim gezinmek...
Yürek kızgın bir kuma devrilmeden
hesabı benden sorulacak
Kanatları kırık
yaklaşmaktasın serin ve ürpertici gövdenle
iki büklüm yüreğim
sana aşık oldum meleğim
çıkmaya çalıştığım
merdiven
zaten zifiri karanlık
Sayfalar yavaş yavaş
çevrilmeye koyulsun
tablo gibi her bakmaya değişen
tüneller...
labirentler...
merdivenler...
mahzenler...
tanımı yapılmış!
gözler dikkat kesilmiş devirmeye
karanfil koklar gibi
zehirleri alınmış
çürüğü ayıklanmış
afsunlanıp burgaçla kurcaladıysan
uykuya geç vardım demek...
benim gençliğimde günlük sözünü bile bilmiyordum. daha sonra, haylice daha sonra liseli kızların günlük tuttuklarını öğrendim Türkiye ye gelmeden önce yirmi beş yaşlarında bır kız bana günlüğünü getirdi, günlüğü okuyup onu kitaplaştırmamı istedi. maalesef istediğini yerine getiremedim çünkü günlüğü aldığım günlerde bulgaristandan sınır dışı edildim. dediğim gibi şiir konularını beğeniyorum. yazarken biraz daha derinleşmeni tavsiye ederim. saygılarımla: rr.akdora