Günyüzüm Kırmızı
Yokluğun Sofia,
kırılmış sözcüklerin dudağını kanatırdı
ben hep,
duvarlara yazdım yarım yamalak gidişleri.
Büyümüş yaralarımı dindirdim her liman seslerinde
kabullenemedi içsesim sigara külleri kadar yalnızlığı
vapurlar diyorum Sofia
kaybolurken içimin sığınaklarında
her yağmur aydınlığında avuçlarımda taşıdım göğü
tuhaf bir nakarat takılıydı ıslığımda
eksikti öykülerim kendi denizimde
mavi öyküler
belkide bu yüzden ağır sancılar taşırdı birazda...
Öykülerim Sofia
anlatılamayandı.
Hep,
saklı çığlıklarını asardı gecenin kuytularına.
Kırık dökük gök renkleri
salaş dualar biriktirirdi düştüğüm kuyular
içindeki sesi Sofia
öldüren şairlerin gelmezmiş bir araya iki yakası
düşlerini göğe yazanlar
bir şehirden diğer şehre acılar taşırmış mektuplarında...
Her şiir,
limanı kayıp şehir yığınıdır oysa.
Her şiir,
insanın sağır gözyaşlarıdır Sofia.
Özlemlerini,
gözyaşlarıyla örtenler saklanır içimin takvimlerinde
ceplerimde çoğalır birikmiş hüzünler
anlamaz sevdadan yorgun gece nöbetlerim
yaz akşamlarım
denize açılır kırık bir sandalla.
Suyun düşleri Sofia
kaçıp kaçıp uzanır baharın yatağına.
Bu vakitler
kalkıp gitme vakitleri değil
kendine çıkmaz sokaklar inşa etme vaktidir yüreğimin
ve ben kendime çarptıkça
ağır göçler kanardı omuzlarımda...
Sır kaldı
kimseye söyleyemediğim kan kayıplarım
ve hep
dudağıma takıldı yalnızlık şarkılarım Sofia.
Nehirler diyorum
suskun birer şiirse toprağa
acıttığında parçalar mı kıyılarını
böler mi bir şehri tam ortasından
şiiri tersten giyen sonbahar için
fısıldar mı aşkı tüm kavuşmalar adına
Sırasını bekleyen uçurumlarım var Sofia
kağıttan gemiler yüzdürdüğüm bulutlarım
sokakların yüzlerini aydınlatır ıslak mektuplarım
pusulam,
siyah beyaz bir fotoğrafın ağırlığıdır
ve aşk,
Adana'da bir sokağın adıdır Sofia...
Razı olunmuş bir akşamüstü uğrarım sana
ses ararım içimdeki yangına ödünç kelimelerle
meşru bir müdafadır kendime sığınışım
Tut ki bir kitapsın
bütün satır aralarını ezbere bilmek istediğim.
Tut ki müziksin
kalbinin ritmini duymak için sesini kıstığım
İçim yanar da
yinede ödün vermem gülüşlerimden Sofia
ki okunsun diye değil
dokunsun diyedir tüm yazdıklarım
ne olur anla.