Günyüzüm Lacivert
Bir akşamüstü
ellerinden tut bulutların Sofia
teslim et sabah ezanlarına uykularını.
Kırık kentlerin umutlarında sesin çoğalsın
gri sayfalara yazılsın ödünç alınmış gülüşlerin
günahlarını yaralarına sar
tüm acılarını
birer birer terket aklının odalarında...
Öyküler Sofia
yarım yamalak kaçışların son sözüdür.
Ömrüm,
ilkindi vakitlerinde hep sana mektuplar yazmakta.
Mevsim normallerine uymuyordu sabrım
ve ben
yüreği boyundan uzun bir aşka bağlıydım.
Ağız dolusu sevdim hiç korkmadan,
çünkü,
yoktu elerinden başka hiçbir sığınağım Sofia...
Dilimde korkak bir ıslık kıvamı
yasadışı aşklar toplardım şarkılardan
yurt edinirdim boynundaki kenti
seni kendimden çok sevişim
en büyük imtihanımdı Sofia.
Sonbahara denk düşürünce dilini,
hiçbir cümleye görünmeden anlatmak isterdim seni
ağzındaki tokadan öperdim saçlarını toplarken
hep aynıydı iklimi şaşkınlığının
ve hep adresi aynıydı yüreğindeki sesin
ben her defasında
sustuğum şiirlerden sarılırdım saçlarına.
Aynı anda nefes almak için seninle
dünyanın bütün saatlerini durdurmak isterdim
ben hep buralardaydım Sofia
cevabın soruyu incittiği satırda...
Bana hep,
yarsız gitmelerden bahsediyorlardı,
ucu yakılmış arsız mektuplardan.
Suni tenefüs yapmıyorlardı boğulan düşlerime,
kimse öpmüyordu oysa
dudağımın denize bakan kıyısından.
Bir
ben öperdim devrik cümlelerinden içini,
bir'den
sana kadar defalarca kez sayardım Sofia.
Sağır bir çalgıcıyken yalnızlıklarım
en içten gürültüsüydü kirpiklerimden susmalarım
her akşamüstü martıların sesleri konardı saçlarıma
ve ben Sofia
tüm akşamları maviye boyardım çocuk ruhumla,
ellerimden hep
izler bıraktım uçurduğum uçurtmalara.
Sana dokundukça şiir kokardı ellerim
ve hep
ağzında su taşırdı karıncalar yangınlarıma...
Gözlerime bakınca lüneparka dönerdi içim,
ve sen gülünce hep cumartesiydi günlerim Sofia.
En büyük zenginliğim, sen'ginliğimdi biliyordum
seninle,
kalbim ne kadar da muhteşem bir kusurdu oysa.
Hani,
hani çok severdin ya ansızın yağan yağmurları
işte ben ne vakit ansam adını
tutamazdı kendini gökyüzü Sofia
anılarımı ıslatırdı damla damla.
Bir balık olsaydım eğer
vapur olur çarpardın umutlarıma
sonuna geldikçe hikayemde
ya yorgundun, ya da yoktun Sofia.
Oldum olası boğardı beni her kalabalık
ama yinede,
gezerdin her dakika aklımın sokaklarında
Aşkça.
Saygılarımla değerli Mesut Turgay Kılıçoğlu üstadım...
Dilimde korkak bir ıslık kıvamı yasadışı aşklar toplardım şarkılardan yurt edinirdim boynundaki kenti seni kendimden çok sevişim en büyük imtihanımdı Sofia.👍🤐😙
Mustafam uzun zamandan sonra sayfanda kahve tadında şiirler okurken şiir okumanın hazzını aldım. Yine şiir yine şiir Mustafa Temel kaleminden.🤐😙
Sizin gibi değerli bir yürekten böylesi güzel bir cümle... Teşekkürlerimle efendim :)
Bu gün İzmirde yağmur sitede şiir sağanağı var ne mutlu 🙂
Kutlarım şair çok güzeldi👑👑