Güvercin Günlüğü ll
~~ Tebelleşme
Gelmez
Uzatmaz olaydım elimi keşke
Ne olmuştu ki sanki
Hepi topu gidip gelmişti aklı
Üç aşağı beş yukarı paniklemiş
Hallaç pamuğu gibi atmıştı kendini içindeki mevziye
Hepsi bu
Bana mı kaldıydı canım bu ucubeyi kurtarmak
- Bana göre adam gibi adam da imama göre ucube
Önce dört beş köpek sardı etrafımı havlaya hırlaya
Kendimi geri çekmek istedim ama ne mümkün
Hâlâ kenetliydi ellerimiz
Şişşşşşt dedi abimiz
Sadece şişşşşşt
Çıt çıkartmadan
Çember yapıp çöktü yere hepsi birden
Az önce beni paralayacak olan onlar değilmiş gibi
Öylece uslu uslu çöktüler
Birkaç güvercin yetti peşlerinden
Sonra sürü halinde geldi kumrular üveyikler
Ordu sanki mübarekler
Önce adamın etrafında fır döndüler
Kanat çırpa çırpa yelpaze oldular sanki
Sanki
Sanki
Serinlesin
Ferahlasın
Sakinlesin
Kendine gelsin diye yellediler habire
Bebek arabasının koluna kondu kimi
Kimi bulduğu yere
Bitişik nizam halde hem de
Köpekler pısmıştı bir kenarda da
Süngü takmış nefer misaliydi her bir güvercin
Kanatları
Kanatları hırçındı
Kartal kadar
Karadeniz kadar hırçındı
Gagaları
Gagaları namludan fırlamış fişek misali kızıldı
Gözleri
Gözleri ateş saçar gibi
Ölüm saçar gibi harlı
Pençeleri
Pençeleri az önce bilenmiş kılıç
Ha deşti ha deşeceklerdi
Sanki zarar verecekmişim gibi
Sanki çeliği eviren o bileği bükecekmişim gibi
Hazır kıtaydılar ve her daim tetikte sanki
Güvercinler duruldular sonra
Ve her zamanki gibi
Evire çevire boyunlarını baktılar olana bitene
Sessizlik oldu yine
Hani vardır ya
Sohbet etmek için bir araya gelenlerin
Tutulur da dilleri kimse konu açamaz
Ne desem acaba diye
Bön bön bakar etrafa
Sonra
Ne olacak bu memleketin hali diye
Son bir çırpınışla konu açmaya çalışılır
O hesaptı ortamdaki sessizlik
Bendeki tedirginlik dipçik gibi ensemde
Ki ne alakaydı
Memleketin bok götüren halinden dem vurmak
Sustum ben de bön bön bakıp meczuba
- Bana göre halis muhlis İstanbul beyfendisi, imama göre tırişka...
Kala kaldım öylece
İyi günler deyip gitsem miyle kalsam mının
Pamuk ipliğine bağlı ikileminde
Resmen mala bağlanmıştı zaman
Ve mala çekip geçmişe
Sıvayıp şimdiyi
Dönüp geleceğe bakmak ne mümkündü o an
Kaç dakika geçti
Asır mı ömür mü farkında değilim ama
Asılı kaldı ellerimiz toka halinde bolca vakit havada
Kirliydi elleri ama tırnakları kesik
Ve terli
Belki de bendendi ter
Sonra
İşte o gün öldüydü içim birader o gün öldüydü içim
Dedi
- Ne alaka? Dedim iç sesime içimden... O da bana ne? Dedi
Kaldı ki
Çocukken de çok travma yaşadık biz diye devam etti
Elimde olsa her travmayı bir tramvaya yükler
Gönderirdim çok uzaklara
Lakin tramvay dediğin otuz kırk kişiliktir anca
Tren bile hak getire ona bakarsan
O kadar az o kadar dar
Neyse dedi peşinden
Boş verelim bunları
Ne kadar tanırsak tanıyalım hayatı insanları
Ne kadar kafa yorarsak yoralım
Hep kendi bildiğini okur ikisi de
Adına hayat demişler işte
Yaşasan
Yaşamadım dersin
Ölsen
Tadı damağımda
Hem meczupa çıkmış adım
Bundan sonra ne yapsam
- İmamı duymuş sanki
Ne etsem
Nere gitsem
Hani derler ya
Ağzımla kuş tutsam boş
Onun gibi
İki ucu boklu değnek
Dedi
Yürüdü gitti
Evet evet
Yürüdü gitti
Peşinde sürüsüyle
Güvercinler ve bebek arabası önde
Köpekler ardında
Gitmek isteyen
Bir an önce elimi kurtarmak isteyen ben
Dona kalmıştım oracıkta
Baktım peşlerinden sadece
Buz gibi baktım
Aklımda
Neden böyle dedi ki
Sorusu ve
Ne olmuş niye ölmüş ki o gün
Ölmüş olsa burada ne işi vardı ki
Ölüler ölüdür o kadar
Hem o güvercinler neydi öyle
Neydi onları bu garibe bağlayan
Adı neydi kimdi
Ne ara
Ne kadar durdu zaman
...
Yine merak son hızıyla devam ediyor. Abi okurken de zaman algısı gidiyor inan kalemine sağlık.