Güz Pencere Kuzey
güzün kırıklarıydı ,eflatun pencereyi aralayan...
Önce dağıtan ,sonra kıran
ve sonra dağılan bir gölgenin biyoğrafisi.
sancı yine siyah ,kapatılınca mahsene!.
parmaklarımın yarısını saklayınca çıkıyor ,
sihirbaz ortaya...
şapkada iki söğüt...sihirli kelimeler.
son_baharın ,mülteci gölgeleri kusuyor sokağa...
güz daha çok kırılıyor.
insan bibloları daha erken büyüyor!.
daha erken ölüyorum ,
kırılırken bir çocuğun elinde dünüm!.
sığ kirleri ,derine çeken kuzeye dönüyorum!...
avuçlarımda dönüp duran ,akreple birlikte!.
beş parmakla kalınca ortada ,
ayaklarımı iki dalğın söğütün arasına gömüyorum!.
sus! sakın bağırma! ,diyor köşedeki saklambaç!...saklan!
sadece...
en kuzeye!.
üryan sözleri taaa cehennemin dibinden getirttim!...
ve cehennemin dibine kadar yolum vardı!.
karanlık ,ip uçlarını takip edecekti!...
bulacaktı ,güneşin alnında uyutulan masal saatlerini!...
ninnimi söyleyecektim! ,
kapanınca yüzüme gürültüler!.
elim sende! bilen çocuklar satılacaktı ,vitrinlerde!...
körebe oynayacaktı vitrin camı!.
yüzümü silkeleyince ,dökülecektim!
onbirden sonrasını saymayı her unutuşumda ,
sapanları vuracaktım! ,kanatlarını!.
sapanları!...
kanatlarını!.