Hala

şu gülüşüne baktım dün gece
hani her zerremi titreten
ayaklarımı yerden kesen
içimde ölümsüz kebekler
yaratan gülüşüne,
sakin ve uyumlu bir akışın vardı
fırtınalı bir yürek bendeki oysa
her gün bir kez daha kullanılmış
geride bıraktığım adımlara bakmadan
yürüdüğüm bir sürgün bendeki
bir köşenden tutmaya çalıştığım
sensin, gül yüzünü dört duvarıma çizdiğim
sende durmak, nefes almak zorunda kaldım
sakince dalgalanandım sende
geçmişin geleceğin fırtınasını dindirmiştin
bitmişti uzağa atmak isteyişi beni,zamanın
yoktu artık ne dün ne yarın
sadece sen vardın
kızgın kumsallar yoktu
serin maviliklerin özgürlüğü vardı
gerçekleşmeyecek hayaller yoktu
umutla açılmış yelkenler vardı
anlamsızlıklar içinde anlamın vardı
zamanın yüzümüzü çizişi gibi
içimi yakıp geçişin gibi
ölüm gibi, hayat gibi,
ilk nefes gibi hatırlayamadığım
kırmızı bir lale gibi
sade,asil bir güzelliğin var hala
bende ise ilkel duyguların esareti
mantıksız denklemlerin çözümsüzlükleri
sonsuz döngülerin çıkmazları
gel gitlerdeyim
bir nokta,bir ezgi,
bir ışık,bir zerre,
bir el bekliyorum
tutunmak için
seni bekliyorum..

21 Mart 2009 18 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar