Halkımın Türküsü
Bir sofrada yan yana oturan,
Ahmetler, Mehmetler,
Ayşeler ,Fatmalar,
Güneşin kızıllığında,
Kımıldanır insanlar.
Bir habbe zeytin ,
Bir lokma ekmek.
Sen ne güzelsin be kardeş,
Haddime mi sana küsmek.
Zevk-i selim sefaya düşmüşler.
Ağustos böceği misali,
Dans eden zevzekler,
Oynaşırlar burjuva odalarında,
Sanki boş dünya onlara
Sanki mercimeği vermiş fırına,
Hayranım onların milli şuurlarına.
................................
.....................................
Ben varım bu vatanda,
Sen varsın bu vatanda,
Hani vatan çılgını da,
Hani vatan yoksulu,
Hani ..................
Amerikan emperyalizmini
Vatana sokan,
Rusya'ya uşaklık yapmaya çalışan,
Mason localarını kurduran,
Bizi onlara tutsaklaştıran ,
Bir avuç insan
Bir avuç kan emici.
Bir avuç Politikacı ,
Bir avuç ....................
Emperyalizm kol gezmekte,
Şerefsizce,
Şerefsizlikleri ile birlikte.
Gel beklediğim düzen,
Gel umduğum umut,
Gel sevdiğim sevgili,
Gel benim yanıma,
benim vatanıma da.
................................
..................................
Kollarımı açtım sana,
Seninle kucaklaşmak için,
Yoluna kurban olduğum,
Vatanımın yoksulu,
Sıla çılgını,
Biz güneşin kızıllığında yanan,
kızıl evlatlarıyız.
Siz,
emperyalizmin uşakları,
Kızıllaşmanın,
ne demek olduğunu bilir misiniz?
Gıcırdayarak giden,
Kağnının sesini bilir misiniz?
Acımayı acımasızlığı bilir misiniz?
Yavaş, yavaş ölmek bilir misiniz?
İşte bu ben ve benim halkım.
İşte bunlar,
benim halkımın
türküsü.
Yarına bak ne görürsün,
Yavaş, yavaş ölmek mi?
İnçe, inçe yok olup gitmek mi?
Yoksa nesiller boyu gülmek mi?
Yarın yarına baktığında,
Vatan yoksul,
Çocuklar büyümesin,
Güller açmasın, açmasın.
Biz yoksul ama, umutlu
Biz yoksul olmayan vatanın,
Yoksul çocuklarıyız.
Sürüngenler misali,
Sürünüyoruz işte.
Ölmek mi zor yaşamak mı?
Bilinmeyen bir hiç var
Sıla çılgınlarında,
Vatan yoksullarında,
İşte bu halkımın ,
Benim halkımın
türküsü.
Gün ışığında ,
Elimi uzattım güneşe
elim yanmıyor.
Güneşten bir parça kopardım
kor halinde.
Geçe karanlığında,
Elimi uzattım aya,
Sanki elim fırında,
Bir parça koparıyorum o anda,
Güneşin ve Ayın ışığını ,
Atıyorum ülkemin karanlıklarına,
Bir Güvercin misali uçuyorum,
Edirne'den, Ardahan'a
Güneş ve Ayın ışığını,
Atıyorum ülkemin karanlıklarına.
Soruyorum sizlere,
Sizde çatlamış,nasırlı eller var mı?
Sizde yavaş, yavaş ölmek var mı?
İnçe, inçe yok olup gitmek var mı?
........................................
.....................................
İşte bu halkımın ,
Benim halkımın
türküsü.
Ufkumun ak lekesiz bulutlarına,
Hırçın bakışlı emperyalizmin,
Akbabalar misali,
Korkunç bakılmaz yüzlerini,
Amerika ve Rusya'nın
Bit pazarlarında bulursun.
Çağa uzay çağı demişler hani nerede?
Sadece iki ülkenin ,
Bizim çağı da onlar tayin etmiş,
Yememiş, içmemiş kendine kul etmiş.
Hani bizim çağa ne demeli,
Bizde ilim az ama,
Onlardaki gibi kin yok.
Bizde sevinç, bizde umut,
Bizde gurur ve kıvanç var.
Bizde zincirle prangalara asılmış,
Tutsaklaştırılmaya çalışılan,
Yorgun umutlu bir vatan var.
..............................
....................................
........................................
İşte bunlar,
İşte bu halkımın,
Benim halkımın
türküsü.
20/07/1977
Bütünleştirici bir duygu seli ile yazılan dizeleri severek okudum.kalemin daim olsun.
Aslında evrensel boyutu ile sayfada bir şiir okuyorum sevgili kankam. -Biz nerde hata yapmadığımızı irdeler ve de doğruyu bulabilirsek elbet yarına umutlarımız yeşerebilir. Bu bağlamda Abd/Ab/İMF ve ...? aradan çıkmalı -Emperyalizm bu ülkeyi terk etmeli.Çok yazacaklarım var ama bildiğin gibi siyasete sus işareti koydum /uzun bir zaman susacağım ve herkezin çok hevesle okuduğu şiirler/makaleler yazacağım.
Yememiş, içmemiş kendine kul etmiş. Hani bizim çağa ne demeli, Bizde ilim az ama, Onlardaki gibi kin yok. Bizde sevinç, bizde umut, Bizde gurur ve kıvanç var. Bizde zincirle prangalara asılmış, Tutsaklaştırılmaya çalışılan, Yorgun umutlu bir vatan var.
YÜREĞİNİZE SAĞLIK ABİM 👍👍👍👍👍👍👍👍👍