Han Bilge'ye

bunlar en ferahfeza vakitleridir efkârın
ismini bilmediğin, doğum yerini unuttuğun vakitler
bunlar ki bir sema sükunetinde ve
en progresif tempoda, suzidilara bir havada
gezinir sigaranda
öyle ki dibi görüp değemediğin
uzanıp arşa teğet geçtiğin vakitlerdir.
en ulvi iddiaların, üç kuş kanadında
göç etmektedir muhayyer kürdi
saz semaisine doğru bir elektrikli gitarla...

akrebin doğuya, yelkovanın batıya
sefer açtığı vakitlerdir ki bunlar
önünde defter elinde kalem, içine ağlarsın
sırılsıklam olur ciğerlerin cigara dumanından
tamamlanmayan işler, çeyrek şiirler vardır aklında
eli kulağa atar bir gazel patlatırsın
yahyalı kerem makamından
"hüsnün senin ey dilber-i nadide kamer mi?"
adına kurban olup bitirdiğinde gazeli
bir kere daha unutursun adını

yokluğunla hemhâl olduğun vakitlerdir işte bunlar
ne ajans dinlemek ne evkaf hatıralarını anlatmak
çekmez yükünü...
belki bir rast peşrev belki eski endülüs havası
hani belki dedik ya
az cezayir az şanze lize manzarası belki
belki bir nefes hilal birkaç damla güneş arzularsın
zaten başkasını da kaldırmaz miden

dedik ya yelkovanın galip, akrebin mağlup
olduğu vakitlerdir bunlar
kâl bitip hâl başlar ve bir veda havası okunup
efkârdan bestenigara geçilen vakitlerdir bunlar...
20,09,2009