Hangi Dağ

?sevginin yükseltisine hangi dağ dayanırki'

yıkılan bir maksureyim yanan gözlerinde
kopardı beni benden
sormuyor zaman
alıp gidiyor ne varsa
uyumuyor umursamıyor
silip süpürüyor ömür bedelinden ne kalsa
çıldırmış bir yalnızlık sarar hava gibi
su gibi
toprak oldu içimiz
rüzgar
ve ateş yangın yeri yüreğimizde...
geriye dönüşlerimiz sığmıyor gidişlerimize
ikimiz içindir bütün zamanlar
kıyısında zamanladığımız aşklar
özgürlük uçabildiğimiz yerdedir
mutluluk sevebildiğimiz
gidebildiğimiz
bende saklısın ya
beni kanatma
vermem zamana seni aynalayan bulutlara
sana vuruldukça
eşkıya bir tetiğin parmaklığında yeniden yıkılırım
yetmiyorsun bana yetmiyorum sana
yetmiyor zaman aşkımıza
bu zamanın içinde
belki başka bir zamanda bile
paylaşamam
kuş rüzgar bir ağaç nede intizar ile
gözlerini kapa başını yasla omzuma
gülebildiğimiz...
ellerimizi yüreğimize koyup
hissedebildiğimizdir ikimizdeki
sevincimiz

kara gün dostlukları gibi kara trenler
acı yerine sevinçlerimizi taşıyabilmeli
yüreklerimizi...
birbirine dokunuşları
yabancılaşmaya inat sımsıkı bağlayabilmeli
dönüşsüz gidişe inat

anısı aryası angaryası akıp gidendir içimdeki sana doğru
ben milyonkere uzak olduğum kendimden
milyonkere sana öldüm
yüzünü gördüm gülüm
bütün sevgi buseleri yüreğimden yüreğine
yüreğimden yüreğine
sevinçleri taşıyan

kara bir tren gibi...

04 Ağustos 2010 181 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar