Hangimiz Yoksuluz
Hangimiz yoksuluz çocuğum?
Seni nerde arar, nasıl buluruz?
Yalın bir çığlıktı yüzün!
Bunu görecek gözden yoksunuz.
Örtüye mi büründün sıcak diye?
Uykuya mı daldın sancın duracak diye?
Biz ise anlayacak kalpten yoksunuz.
Ve uyandığında çocuğum gözlerini bilemedim.
Gözler ki; her şeyi söyler bilirdim.
Zira sen, perdesiz konuşursun…
Bilemedim.
Sevgi terk mi ediyor bizleri?
Umut kapatıyor mu kapılarını?
Merhamet göğemi çekiliyor?
Dağılmış mı yüreğimiz paramparça?
Aklımız bir boşlukta mı oyalanıyor?
Giderek yabancılaştığımız varlıkta, nedir yitirdiğimiz?
Yoksa duyardık seni çocuğum,
Bir el verirdik sana,
Bir yürek olurduk.
Hadi gidelim diyebilseydim sana!
Uzaklaşabilseydik bu yüzleşmeden.
Varacaktık yoksulluktan, bir başka yoksulluğa…
Elini uzatır mıydın bana her şeye rağmen?
Gözlerinde bir ışık olur muydu teşekkürden?
Hak etmediğim halde!
Hangimiz yoksuluz söyle çocuğum?
*Yıllar önce devamsızlık yapan bir öğrencimize ev ziyareti yaptığımızda karşılaştığım manzara karşısındaki duygularla kaleme almıştım.
Devamsızlığının kim bilir ne kadar makul sebepleri vardır kendisi için, ekonomik, psikolojik ya da sosyal. Zincirin bir halkası koptuğunda yüreğimiz sızlamıyor elimizden bir şey gelmiyorsa sosyal çöküntü ağlarını bir sarmala dönüştürmüştür çoktan toplumda. Ki bizim de yaşadığımız bu zaten günümüzde. Tebrik ederim Kenan hocam. Özellikle duyarlı yüreğinize...
Dünden bugüne daha çok kör ve sağır oldu vicdanlar Kenan bey