H’ar Gibi
Akşamın şeminde meylenmiş beste gibi
Bir saba makamıyla ezgiden dökülürsün
Gönlümün teline mızrâbın ucu gibi
Bir buse vurumuyla divânı hey eylersin
Afâkın nâr-ı firâk çıkılmaz yokuş gibi
Sırtımın kamburunda halaylara durursun
Yokluğunu sağarken gözlerim Yâkûb gibi
Heybeti edân ile gönlümü vay edersin
Deruhte buyur desem Mevlana, Yunus gibi
Acep deyip fikrimi şüphede hay edersin
Bir çobanın ağzında üflensem kaval gibi
Vahşi bir kurt misali sürümü katledersin
Minareler ucuna takılsam âlem gibi
Ezânları susturup inancımdan vurursun
Meydana dökülsem Uhud’da Hamza gibi
Bir Hind-u nefretiyle ciğerimi sökersin
Sana çıkan yollarım herhâlde gülşen gibi
Bir gelişin olsun ki Mahşer-i Kübrâ gibi
Elbet sana çıkacaktır yedi kapıdan biri
Sırâtı geçemezsem yak beni diri diri
Şehâdet-i hüdayım Muhammed aşkı gibi
Gözlerine cüdayım Şam’a sürgün Zerr gibi
Zapt eylerim bu nefsi secdede Ali gibi
Şaşar isem yolumdan öleyim Nemrud gibi
https://www.youtube.com/watch?v=CecYI9BfIQQ