Harabe
yalnızlık ucunda susturucu olan bir silah
ben ki kalabalıkta vuruldum ona, dünya eğildi boşluklara
yedi kere gözlerin geçti gözlerimden
bir tren rayını terk etti, vagonlarını bırakıp
piyonlar kalmıştı tahtada sadece, oyuncular şaşkın
böyle bir şey değil mi zaten aşk ve biz
bir düşünsene uzay zamanda nasıl da yokuz seninle
olur olmadık yerlerde, aklıma uğruyorsun ya, yapma!
haçlı istilasına uğramış gibi kalbimiz, nasıl da talan
oysa yüzünün iyileştiremeyeceği harabe yoktur yeryüzünde
yüzün ki baktığım bütün ufukların ardında, hep uzak...
teselliler verebiliriz birbirimize belki ama unutamayız asla
sen de biliyorsun bunu, kalabalıkta vurulanlar da
ki acılar albümlerde saklanan fotoğraflar gibi içimizde durur
beklemek demirin paslanmasıdır olsa olsa
başka türlü açıklayamaz fizik bilimi, kalmanın çürümüşlüğünü
eminim böyle düşünmüştür gaz odalarındaki yahudi kızları da
bir kere de merhamet kazansa, sen gelsen, otursak yüz yüze
dünya yedi kere yıkanmış gibi açılsa yeniden, olmaz mı ha?