Harman Yeri
Çocuktum
Düşteydim
Ahşap sandalyenin üstünde
gökyüzünden şiir dinledim
Yüreğimi gıcırdattı rayların iniltisi
Ve ben sadece
şiiri sevdim
Çocukluğum harman yeri
Rüzgardı
Tozdu
Patoslar çekilirdi her akşam
Kayışın umarsızca dönüşünü izledim
Sıradan sandığımız
hayata benziyordu
Başa sardım bütün şiirleri
Yüreğime hasret çöktüğünde
Bir de gece
Aslında ne çok etkilendim
çocukluk esintilerinde
Tarlalar uzanıyordu boylu boyunca ruhuma
ve yollar
Doğa en nadir halısını serdiğinde usanmadan
İlmeklerinden tanırdım hayatın zorluğunu
Taşlar takılırdı ayağıma
Ve çocukluğum
İşlememde yarım bir gül gibi
İğne iplik kalırdım öylece
Yutkunurdum
Tren henüz istasyona gelmeden
Şiir bitmeden
yanardı ruhum
Kafiye gibi uzanırdı dağlar
Ve ninem elinde bastonuyla
bulutları çekip alırdı göğümden
Anam fırından ekmeği alıp
diğerini koyardı bekletmeden
Üretmek ne demek bildim
çocukluğumun harmanında
Sahura kaldırılmadığım içindi küskünlüğüm
Oyuncağın adı yoktu
ve kimsenin durup dinlenmeye vakti
Harmanda çay içmek
Tavana bakıp göğü seyretmek
Yerde dünya halısı
Başaklar yağardı her patosta üstümüze
Irgatların alın terlerine
Güneş olurdu içimdeki umut
Ahşap sandalyede çocukluğum
Bir de şiir
En çok şiir
Demli çay gibi...
Bir de şiir.. En çok şiir.. Demli çay gibi.
şiirinizi beğeniyle okudum, başarınızı utları, dost selamlar. Bahçede hanımeli/estirir gönlümüzde/çiçekli bahar yeli/gönlümüzde gül açar/ değerse hanım eli
Irgatların alın terlerine
Güneş olurdu içimdeki umut..güzeldi