Hasbihal
gider miydim hiç buralardan isyan içinde
düşlerin atlarını koşup arabama
köyümün yamaçlarına doğru eşkin
sen doğsan sabahlarımda
_içimde bu sevda olmasa
hiç bu yangınlara düşer miydim?
azgın dalgaların çarptığı çapraşık falezlerde
gıcırdayan tahta çardaktadır
benim alevli yalnızlığım
hadi bir çay koyda içelim yola düşmeden
_anladım ki hasta atlar yüreğimde
mavi dumanlarda gözlerinde gizlenen
bedenimin baş döndüren yerindeyim
tam da çavlandan düşmeden önce ki o an
hüznünü al / dön bana
terkedilen bu şehrin içerisindeyim
_yine kimsenin duymadığı ne çok şey söyledik