Hasretname
Tanımadığım şehirlere düşüyor
Gönül yağmurları,
Arnavut taşlı yollara
Beton dökülmüş arklardan ilerliyor,
Yol alıyor karanlık dehlizlere,
Büyük zorluklar atlatıyorum...
Kaç kez yenildik
Yalnızlık ve ayaza hatırlamıyorum…
Hesaplarım hep şaşıyor
Varmaya çalışırken uzaklaşıyor,
Uzaklaşmaya çalışırken yaklaşıyorum,
Gelmek çekiyor şimdilerde canım
Olduğun tarafa
Nasıl olsa düşmüş gönlüm araf/a
Göz kapaklarımda uyku hali
Ellerimde yorgunluk var
Gençlik de senin gibi uzakta…
Bölünmüş parçalanmış duygular
Parsellenmiş gönül tapuları
Hangisine baksan,
Mutlaka birilerine kayıtlı,
Beklediğim yine olmadı
Yürekte ufak tefek kırıntılar
Bekleyen zaten yoktu
Tek vicdanlı hüzündü
Kimse beklemedi beni
Onun beklediği kadar…
Birazdan tutar sancılar
Saati yaklaşıyor vapurun,
Gelmez beklenen yolcu iskeleye
Gelmese de beklenir
Umutlar tükenir gün inince
Hayal kırıkları toplanır önce,
Sonra kalp atışları hızlanır
Adımlar yalpalamaya başlar
Titrek bir ses tonuyla fısıldanır
En acısından şarkılar…
“Gezdiğim dikenli aşk yollarında”
tebriklerimle
Özlemin azı çoğu olmaz. Ağırdır işte! - Nazım Hikmet usta der ne de güzel der değil mi Şair