Hatt-ı Hümayûn

Sürdün gittim Dersaadet'ten
Aynı anda kırk parçaya bölünüp.
Bir parçam avucunda mendilken
Bir parçam tohum oldu topağa düşüp
Yağmur yağıyordu Dimetoka çarşısına
Yağmur olmuştu hüzün
Yağmur ıslatmıyordu ama
Aklıma gelince yüzün
Gecem hüzün, gündüzüm hüzün
Sırılsıklamdım gelincik tarlasında
Yağmur yağıyordu Dimetoka çarşısına
Bakırcılar vururken çekiçleri
Ben eziliyordum.
Sürgündüm fermanımda dudağının mührü
Kimsesiz bir çocuk gibi iç çekiyordum
Mucebince amel oluna demiş Hatt-ı Hümâyûnun
Kıldan incedir boynum
Fî sene bin yüz kırk bir Hicrî
Bir han kapısına asmışlar beni
Bekleyeceğim sonsuza dek
O asla gelmeyecek fecri

28 Mart 2015 522 şiiri var.
Yorumlar