Hayal
İntihara ramak kala,
Paslı bir mektup içinde nefesini gönder bana.
Arnavut kaldırımlarını aşındıran o ayak seslerinle gel yanıma.
Ölüm yüküyle çökmüş omuzlarımın tozunu al sonra.
Ama sakın gözlerime dokunma.
Taş sektirdiğimiz gölet kadar dolgun olsada.
Dünlerde, avucuna sıkıştırdığım Yarınlar ıslanmamalı.
Temmuz sıcağını kıskandıran nefesinle
buz gibi çözülüyor olsamda...
Sadece solumda dur bir ömür boyunca.
Çölde olsan da kurutmam, emin ol sularım gözyaşımla.
Dünleri def edecek,
Yarını var edecek tebessümünle sarıl boynuma.
Ve öyle bir gir ki koynuma.
Çiçekler hayran kalsın kokuna.
Kır kahvehanesinde içtiğimiz dem kokulu çay bile
arından acı giydirsin tadına.
Yazmaktan nasır tutmuş ellerimi,
tut şimdi bırakmamacasına.
Bir an hızlılığında götür beni yarınlara,
dünün esaretinden sıyırda.
Lokman ol, çıkar beni ölümsüz Aşka.
İstemem yeminle senden başka.
Sigara dumanı gibi dağıl yeterki bedenime baştan başa.
Bir buse kondur göçmüş yanağıma.
Serileyim önüne boylu boyunca.
Kapatayım gözlerimi Ayrılığın soyuna.
Tek bir söz edip uyandırma ama.
Belki böylece,
Bir gidişine daha seyirci bırakılmam zorbaca.
Teşekkür ederim Hatice Hanım onur verdiniz yorumunuzla.
"Sadece solumda dur bir ömür boyunca. Çölde olsan da kurutmam, emin ol sularım gözyaşımla. Dünleri def edecek, Yarını var edecek tebessümünle sarıl boynuma."
Gerçek olmasını dilerim hayalde kalmamalı..
Kutlarım..