Hayal Kahvehanesi
Hayal kahvehanesinin uğultular sokağına uğradım yine bu akşam.
Köpek sesleri dolduruyordu sokağın düşlerini.
Dört duvar güvenliğinde sorgulamak ne kolay değil mi
Korkuyorlar mı bizden
Korkutuluyorlar mı ya da insansızlıktan uzak olanlar
Tiz bir rüzgar dürtüsü oluyor ansızlıkta aklım.
Karışıyor meşru zamanlar.
Aklım karışık çok hatta.
Karışıyor şimdi diye kulağıma yalan dolan
Bir yani göçmekmiş diğer yanı kanmak.
Yürek dediğindir en cok ağrıyan.
Ne gece ışıyor bu aralar ne sabahlar
Abdala bağladı tüm varsayımlar.
Çocuk olsam pişmanlığı ile ağırdan alınan
Aceleci fani kurgular
Gözler bilmem göçebe mi her şehire
Şehir midir kırgınlığımıza dokunan
Zindan belki
Hayalden firar eskitilmiş anılar
Gel desem
Çıkar mısın çürüttüğün o nazlı bildiğim bedenin kurdundan
Sıyrıl hadi ne olur
Ölmüşlüğün ürkütücü soğuğundan
Biraz şiir biraz şarkı biraz ağlamak.
Düşer misin burnumun direğine
Ey meczupluğuma yâr olan
Dünden sonrama kalan.
Bak yine işe yaramıyor ezber olan
Kanlı canlı yoktum
Sendin bedeninden sonrada baki kalan.
Öp gözlerimi
Özlemin o yakıcı
kırmızı,
çekici dudak kıvrımından.
Çal nefesimi rüyaların darlığından.
Ya da
çağır beni toprağının yabancılığından
Ki can olalım yokları olana
Destan yazan bakışlarımızın
Masumlığa müebbet sustasından .
Biraz diri biraz kirli olalım.
Sonra sarıp sarmaşalım.
Günah öldü zaten aşımsızlık yazgısından
Hayali sesler kahvehanesinin uğultulu sokağında
Öylece durur zamanlar
kesif
duman
inceye çalar mavi
Anlamında kıvranabilsek bir bakışmalık
Kıymet bilmemezlik
Ahhh
Ne yaman
Turuncu yarınlar sağaltalım avuntu diye aşka
Sözü ağlatan kalan
Belki yarınız
belki çocuğuz
belki hüzünlü yanımızdan...
2019-Şubat/İzmir